Fransa siyasi krizden çıkış yolu olarak zenginleri hedef alıyor

Fransa Başbakanı Sébastien Lecornu, siyasi olarak ayakta kalmak için giderek daralan bir yolda ilerliyor. 39 yaşındaki lider, euro bölgesindeki en büyük bütçe açığını kontrol altına alma çabaları kapsamında varlıklı kesimlere daha fazla vergi yüklenmesi konusunda sol, aşırı sağ ve hatta kendi merkezci müttefiklerinden baskı görüyor.
İki yıldan kısa sürede ülkenin beşinci başbakanı olan Lecornu cuma günü, ekonomist Gabriel Zucman’ın adını taşıyan bir öneri de dahil olmak üzere geniş tabanlı bir servet vergisi çağrılarını eleştirdi. Ancak Fransız halkının "vergi adaleti" taleplerinin göz ardı edilemeyeceğini belirterek, zenginleri etkileyebilecek önlemlere kapıyı tamamen kapatmadı.
Fransa'da nadir görülen bir yoğunlukla, zenginlerin devlet hazinesine daha fazla katkı yapması gerekip gerekmediği konusunda hararetli bir tartışma yaşanıyor. "Zenginlerden Alın" yazılı pankartlar taşıyan protestocular Paris ve diğer şehirlerde yürüyüşler düzenledi, milyarder Rodolphe Saadé ve ailesinin kontrolündeki denizcilik şirketi CMA CGM SA’nın genel merkezini ablukaya almak isteyen kişiler polis tarafından gözaltına alındı ve televizyon tartışma programlarında eşitsizlik ve mali adalet konuları sürekli olarak gündeme geliyor.
Bütçe tartışmalarından çıkış yolu olabilir
2026 bütçesinin ekim ayında sunulması gerekiyor. Meclisteki mevcut tablo, Lecornu'nun bir mali metni kabul ettirebilmesi için ya Sosyalist milletvekillerinin ya da Marine Le Pen’in Ulusal Birlik (RN) partisinin gensoruya katılmaması gerektiği anlamına geliyor. Her iki taraf da önceki hükümetin harcama kesintisi önerilerine karşı çıktı, vergi adaletini bir slogan haline getirdi ve taviz verilmezse Lecornu’yu devirmekle tehdit ediyor. Bu nedenle, zenginlerden daha fazla vergi alınması yönündeki taleplerin karşılanması, siyasi ve mali çıkmazdan bir çıkış yolu olabilir; ancak bu da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un iş dünyası dostu mirasını zedeleyebilir.
Lecornu, Le Parisien gazetesine verdiği röportajda, bazı vergilerin artırılması ve bazılarının azaltılması yönünde öneride bulunacağını ancak bütçeye neyin dahil edileceğine parlamentonun karar vereceğini söyledi. Zenginleri vergilendirme fikirlerinin en radikal olanlarına karşı ise uyarıda bulundu.
Lecornu da istifaya zorlanır mı?
Sosyalist Parti, Zucman’ın 100 milyon euro üzerindeki servetlere yüzde 2 oranında vergi öngören geniş tabanlı vergi önerisini destekliyor. Parti röportajdan sonra yaptığı açıklamada, bu hafta Lecornu ile görüşmeyi kabul ettiklerini ancak değişiklik yapılmadığı sürece milletvekillerinin gensoru önergesine oy vereceğini belirtti. Le Pen ise cumartesi günü haber kanallarına yaptığı açıklamada, partisinin Başbakan’ın parlamentoya hitabını bekleyeceğini ancak Macron’un “sadık adamlarından biri”ne güvenmediklerini söyledi. Lecornu istifaya zorlanırsa, Macron yerine yeni bir başbakan atayabilir ancak bu kişi de benzer baskılarla karşılaşacaktır.
EY Geostrategy’de siyasi analist ve ortak olan Famke Krumbmüller, "Bu kadar yüksek kamuoyu desteği varken hükümet bunu görmezden gelemez. Bu nedenle bir tür servet vergisi geri dönecek. Ancak burada mesele algı ve sembolizmdir: Fransız seçmenine karşı bir sembolizm ile iş dünyasına karşı sembolizm arasında bir denge kurulmalı" diye konuştu.
Servet vergisi önerileri çok geniş bir yelpazeye yayılıyor. Zucman vergisinin yanı sıra “finansal servetlere” yönelik vergiler, holding şirketleri ve aile şirketlerinin miras devrine yönelik daha hedefli önlemler de gündemde. Hatta Lecornu’nun merkezci müttefikleri bile, önceki hükümetin istismar edilen vergisel yapılandırmalarla mücadele amacıyla üzerinde çalıştığı değişikliklerden yola çıkarak 'verimsiz' servetlerin vergilendirilmesini talep ediyor.
2025 bütçesi, zaten ülkenin en büyük ve en karlı şirketlerine yönelik vergileri artırdı ve yıllık geliri 250 bin euro’nun üzerinde olan bireyler için yüzde 4’e kadar ek vergiler getirdi. Bu harcama kesintilerini kamuoyuna daha kabul edilebilir hale getirme çabasıydı. Hükümet, şirketlere yönelik ek vergilerden 8 milyar euro, haneleri etkileyen vergilerden ise 2 milyar euro ek gelir bekliyor. Her iki önlem de geçici olarak tasarlanmıştı ancak görevden ayrılan bakanlar, hanelere yönelik olanın kalıcı hale getirilmesi gerektiğini savunuyor.
Halkın yüzde 85'i destek veriyor
Daha radikal önlemler, halktan geniş destek görüyor. Sosyalist Parti tarafından sipariş edilen bir Ifop anketine göre halkın yüzde 85’i bütçe açığını kapatmak için büyük şirketler ve zenginlerin devreye sokulması gerektiğini düşünüyor. 10–11 Eylül tarihlerinde yapılan ve 1000 kişinin katıldığı ankette, Macron’un merkezci partisini destekleyenlerin yüzde 92’si Zucman vergisini destekliyor.
Bu konu, vergileri düşük tutarak iş dünyasını canlandırmayı hedefleyen ekonomik politikalarıyla tanınan Fransa Cumhurbaşkanı için oldukça hassas. Sekiz yıllık görev süresi boyunca işsizlik oranlarında düşüş ve yabancı yatırımlarda artış sağlandı. Ancak bu politika ona “zenginlerin başkanı” lakabını kazandırdı ve eleştirmenler döneminde yoksulluk oranlarının arttığına dikkat çekiyor.
Zucman vergisi, savaş sonrası Fransa’nın ilk Sosyalist Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın 3 milyon frank üzerindeki gayrimenkul ve mesleki olmayan varlıkları kapsayan “Büyük Servet Vergisi” (Impôt sur les Grandes Fortunes) ile başlattığı geleneğe atıfta bulunuyor. Sonraki 40 yıl boyunca ISF adıyla bilinen bu vergi kaldırıldı, geri getirildi ve farklı hükümetlerce değiştirildi. Macron 2017’de iktidara geldiğinde bu vergiyi yalnızca gayrimenkulü kapsayacak şekilde daralttı.
Lecornu, eski ISF’yi yeniden getirmeyi planlamadığını söyledi. Fransa son yıllarda küresel çapta milyarder vergisinin uygulanmasını desteklese de ardı ardına gelen maliye bakanları ve başbakanlar, ilk ve tek uygulayan ülke olunması durumunda zenginlerin ülkeyi terk edebileceğini öne sürerek temkinli davranıyor. Bu durum, Mitterrand döneminde ve ardından 1 milyon euro üzerindeki gelirler için kısa ömürlü yüzde 75’lik süper vergi getiren eski Cumhurbaşkanı François Hollande döneminde yaşandı.
Zenginlerin itirazları
Zucman vergisi, vergi mükellefi olarak kayıtlı yaklaşık 1800 ultra-zengin kişiyi etkileyecek ve bu da yüksek gelir gruplarında rahatsızlık yaratıyor. Avrupa’nın en zengin bireyi olan ve yaklaşık 167 milyar dolarlık servete sahip olan LVMH’nin kurucusu Bernard Arnault, bu ay içinde bu tür bir verginin “liberal ekonomiyi yok edeceğini” söyledi. Devlet yatırım bankası Bpifrance’ın başkanı ve birçok iş dünyası lobisi de bu vergiye karşı çıktı.
Le Pen’in Ulusal Birlik Partisi daha az radikal bir öneriye sahip. Macron’un gayrimenkul vergisini esas alarak bir “finansal servet vergisine” dönüştürmeyi, bu vergiden bir adet konut, işletme varlıkları ve küçük-orta ölçekli şirketlerdeki hisse yatırımlarının yüzde 75’inin muaf tutulmasını öneriyor. Parti ayrıca finansal spekülasyonlar, hisse geri alımları ve aşırı temettü/karlar için de vergilendirme planları yapıyor. Bu planları, partinin ekonomik politikasını şekillendiren milletvekili Jean-Philippe Tanguy şöyle özetliyor: “Vergi adaleti konusunda solun tekelinde kalmak istemiyoruz. Bizim de önerilerimiz var.”
Ulusal Meclis’in maliye komisyonunun kıdemli bir üyesi olan Charles de Courson, Zucman vergisinin ülkenin en yüksek mahkemesi tarafından anayasaya aykırı bulunacağını savunuyor ve farklı fikirler öne sürüyor. 1993’ten bu yana bağımsız milletvekili olan de Courson, geçen hafta AJEF basın derneğine yaptığı açıklamada, 20 yıl önce kaldırılan holding şirketlerine yönelik verginin geri getirilmesinin mümkün olduğunu söyledi. Ayrıca, aile şirketlerinin devri sırasında büyük vergi indirimleri sağlayan Dutreil vergi muafiyetinde de değişiklik yapılabileceğini belirtti.
Paris’te Hogan Lovells hukuk firmasında yönetici ortak olan vergi avukatı Xenia Legendre’ye göre her iki konu da incelenmeli çünkü mevcut kurallar ciddi vergi kaçakçılığına olanak tanıyor. Holding şirketlerinin elde ettiği temettüler bireylere aktarılana kadar neredeyse vergilendirilmiyor; bu sayede kişisel kullanım için konut, yat gibi varlıklar alınabiliyor. Dutreil düzenlemeleri de suistimale açık. Legendre, “Bu uzun süredir devam eden bir skandal ve incelenmesi gerekiyor. Eğer insanlar bir holding şirketinin nakit akışıyla kişisel varlık satın alıyorsa bu adil değildir. Bu vergi adaletsizliği yaratır" dedi.
Son aylarda geçici olarak bütçeden sorumlu olan Bakan Amélie de Montchalin, Fransız vergi otoritelerinin holding şirketlerine yönelik daha fazla inceleme yapabileceğini ve bunun, özel sermaye dahil olmak üzere milyonerlere daha geniş ölçekte uygulanabileceğini belirtti. Bu Zucman tarzı önlemlerden farklı olurdu.
Kamu açığını azaltacak bir plan olmalı
İsmini vermek istemeyen bir CEO Bloomberg’e, Zucman vergisi dışında bir verginin kabul edilebilir olabileceğini ancak bunun kamu açığını azaltmaya yönelik bir planla birlikte gelmesi gerektiğini söyledi. İş dünyasının esas istediği, kamu harcamalarının daha verimli ve etkili hale getirilmesi.
Fransa’nın ulusal denetim kurulu başkanı Pierre Moscovici’ye göre bu yıl GSYH'nin yüzde 5,4’üne ulaşması beklenen açığın kapatılması için gereken çabanın en az dörtte üçü harcama kesintilerinden ve verimlilik artışından gelmeli. Moscovici, bütçede uzlaşma sağlanması için zenginlerden alınacak vergilerin mümkün ve muhtemelen gerekli olduğunu savunuyor ancak bu vergilerin “el koyma” düzeyinde olmaması ve girişimcilik ile rekabet gücünü zedelememesi gerektiğini vurguluyor: