Yeni nesil lüks: Mobilyada gösterişten ince ruhlara
Chelsea’de Kings Road boyunca yürürken dikkatimi çeken bir mağaza vardı: Bretz. Ne altın varaklı tabelalar, ne bağıran vitrinler…
Aksine; sade ama etkileyici, sessiz ama çağrışımlı bir duruşla davetkâr.
İçeri adım attığımda bir mobilya mağazasından çok daha fazlasının içindeydim: bir yaşam felsefesi, bir iç dünyaya açılan geçit.
Ve orada, tasarımları kadar duruşu da ilham veren bir sima: Özcan Ata.
Kurucusu olduğu Bretz, yalnızca eşya sunmuyor—hikâye anlatıyor.
Doğayla uyumlu, içgüdüsel bir estetik.
Anladım ki çağımızda lüks artık bağırmıyor; fısıldıyor.
Lüksün yeni tanımı: Sessiz zarafet
Bir dönem lüks; altın varaklı aynalar, devasa koltuklar, kullanılmaktan çok sergilenmek için tasarlanmış gösterişli mobilyalardı.
Ama artık tablo büyük ölçüde değişti. Özellikle 2020 sonrası pandemi etkisiyle insanlar yaşam alanlarını yeniden tanımladı.
Ev artık yalnızca konaklama değil; bir kimlik beyanı, bir sığınak, bir iç ses haline geldi.
Yapılan küresel araştırmalara göre 2024 itibarıyla lüks tüketicilerin yüzde 67’si, lüksü artık “anlam taşıyan ve sadeleşmiş bir estetik” olarak tanımlıyor.
Aynı dönemde minimalist markalar, tüm lüks segmentte yüzde 240 büyüme yakaladı (McKinsey & Bain, 2025 Luxury Report).
Bretz de bu dönüşümün yaşayan örneği. Tasarım dili dört temel ilkeyle özetleniyor:
• Minimal ama kimlikli
• Konforlu ama estetik
• Zanaatkâr ama dijital akıllı
• Doğal ama rafine
Chelsea’deki mağaza, doğa, şiir ve dansın küratörlüğünü yaptığı bir sessizlik mabedi gibi.
Dünya aynı dalgada: Az olanın derinliği
Bretz yalnız değil; küresel sahnede pek çok marka, “az ama anlamlı” ilkesine yöneliyor.
• MUJI (Japonya): Etiketsiz, logosuz, “Wabi-Sabi” felsefesini taşıyor.
• B&B Italia (İtalya): Zanaat ile teknolojiyi birleştiriyor.
• RH (ABD): Kaliforniya’nın hafifliğini Avrupa klasikliğiyle harmanlıyor.
• DUX (İsveç): Ergonomik sadelik ve çevre duyarlılığı simgesi.
• Stellar Works (Çin): Doğu felsefesi ile Batı çizgisini buluşturuyor.
2025 yılı itibarıyla küresel lüks mobilya pazarı 31,1 milyar dolar büyüklüğe ulaştı. Bu pazarın 2030’a kadar %4,2 yıllık bileşik büyüme ile yaklaşık 40 milyar doları aşması bekleniyor (MarketResearchFuture, 2025).
Bu büyümenin %38’i “sessiz lüks” olarak adlandırılan kategoriye ait.
Hepsi ortak bir dili konuşuyor: fazlalık değil, derinlik.

Üretim haritası: Java’dan Kemerburgaz’a
Değer zincirinde yalnızca son ürünü değil, bütün süreci sahiplenmek gerekiyor. Bretz, üretimini iki kıtaya yayarak çevik, dengeli ve sürdürülebilir bir sistem inşa etmiş.
Java Adası – Endonezya
El işçiliği, tropikal ahşap, doğal dokuma kumaşlar…
Burada 200’ü aşkın zanaatkâr, Bretz’in Asya ve Okyanusya pazarı için üretim yapıyor.
Endonezya, 2024 itibarıyla Güneydoğu Asya’nın lüks mobilya ihracatının %17’sini tek başına gerçekleştirdi.
Kemerburgaz – İstanbul
Avrupa pazarı için düşük karbon ayak izli, yapay zekâ destekli üretim.
Aynı zamanda Bretz’in Ar-Ge, tasarım ve koleksiyon merkezi.
Avrupa’da klasik mobilya teslim süresi ortalama 8–12 hafta. Bretz, bu süreci 3–4 haftaya indirerek hızın da bir lüks olduğunu kanıtlıyor.
Deneyim mağazaları: Ürün değil, aidiyet
Artık müşteri bir sandalye ya da masa almıyor—bir hayata ortak oluyor.
Chelsea – Londra
Belediye başkanının deyimiyle “mahalleye estetik değer katan” bir yer.
Sanat galerisi gibi kurgulanmış, şiirle örülmüş bir alan.
Nişantaşı – İstanbul
İstanbul’un çok katmanlı kültürel yapısını, çağdaş tasarımla harmanlayan bir küratörlük deneyimi.
2026–2030 vizyonu:
• New York – SoHo
• Dubai – Design District
• Şanghay – Jing’an
Amaç yalnızca mağaza açmak değil; yaşam biçimi ihraç etmek. Tıpkı bir ülkenin müziğini ya da mutfağını tanıtması gibi.
Tasarımdan önce tango
Özcan Ata’nın ilginç bir ritüeli var: Çizim yapmadan önce dans ediyor.
Yılda 250’nin üzerinde tango gecesiyle Buenos Aires’ten Paris’e, Tokyo’dan İstanbul’a uzanan bir ritim yolculuğu.
“Mobilya bir partner gibidir,” diyor Ata. “Size nasıl eşlik ettiğine bakın. Taşımıyor, birlikte dans ediyorsa doğrudur.”
Her koleksiyon bir şiir, bir şehir ya da bir dans figüründen ilhamla başlıyor.
Göstergeler (2024) | Değer |
---|---|
Mobilya ihracatı | 5,1 milyar USD |
Toplam ihracat içindeki pay | yüzde 1,9 |
Türkiye’nin dünya ihracat sırası | 8 |
Tasarım tescilli ürün oranı | yüzde 11,8 |
Marka bilinirliği yüksek ürün oranı | yüzde 14,6 |
Ortalama ihracat kg fiyatı | 2,9 USD/kg (İtalya: 9,1) |
Beş stratejik ders
Mobilya sektörümüz 2024 itibarıyla 5,1 milyar dolar ihracat ile dünya sıralamasında 8. sırada.
Ancak hâlâ büyük ölçüde “fason üretici” imajıyla anılıyoruz.
Peki Ne Yapmalı?
1. Üretici değil, anlatıcı olun.
Her ürününüz, bir hikâye taşımalı.
2. Mağaza değil, aidiyet mekânı kurun.
Müşteri sadece oturacak yer değil, kendini ifade alanı arıyor.
3. Zanaat + dijitalleşme:
Anadolu ustalığı, yapay zekâyla harmanlanmalı.
4. Sürdürülebilirlik sertifikaları:
Yeni dönemde “etik üretim” ticaretin pasaportu olacak. (FSC, ISO 14001, C2C vb.)
5. Mobilyayı kültürel diplomasiye dönüştürün.
Türkiye’nin yaşam estetiğini koltukla, masa ile dünyaya anlatın.
Lüksün geleceği: Ruh taşıyan objeler
Lüks artık bir fiyat etiketi değil, bir anlam yükü.
Bretz ve Özcan Ata, Türkiye’nin “montajcı” kimliğini “yaratıcı anlatıcı”ya dönüştürmenin mümkün olduğunu gösteriyor.
Ve eğer bu dönüşüm desteklenirse Bretz gibi markalar sadece tasarım ihraç etmez—bir yaşam biçimini, bir ruh hâlini dünyaya taşırlar.
Çünkü dünya artık gösterişi değil, sessiz derinliği duymaya hazır.
Biz de bu derinliğe ses verecek o özgün hikâyeleri yaratmak, anlatmak zorundayız.