Sessiz devrimci işadamı: Mehmet Emin Karamehmet
Bazı liderler çok konuşur, az iş yapar.
Bazıları ise hiç konuşmaz ama çağ değiştirir.
Türkiye’de “çılgın girişimcilik”, “vizyoner cesaret” ve “sessiz derinlik” yan yana geldiğinde, zihnimde hiç tereddütsüz tek bir isim belirir: Mehmet Emin Karamehmet.
Bugünün iş dünyasında birçok isim ekranlarda görünmeye, sosyal medyada parlamaya, ödül törenlerinde alkış toplamaya çalışırken…
O, bunların hiçbirine ihtiyaç duymadan—ama her birini fazlasıyla hak ederek—Türkiye’nin ekonomik tarihinde sessiz ama derin bir iz bıraktı.
İngiltere’den Tarsus’a, bankalardan çağlara
1944 yılında Mersin’in Tarsus ilçesinde doğdu. Robert Kolej’in ardından İngiltere’de Dover College ve Manchester Üniversitesi’nde ekonomi eğitimi aldı.
Henüz 30’una gelmeden Türkiye’nin en büyük özel bankalarından birinin yönetimine geçti.
Ama onun hikâyesi, sadece başarılarla değil; cesaretle alınmış risklerle, ağır bedelli düşüşlerle ve eşsiz sezgilerle yazıldı.
Bir sektörde değil, tüm ekonomide derin izler
Mehmet Emin Karamehmet yalnızca şirket kurmadı;
Türkiye ekonomisinin nabzını tuttu, yeni damarlar açtı, yorgun olanları canlandırdı:
• Bankacılık: Pamukbank ve Yapı Kredi gibi devleri yönetti. Özel sermaye ve stratejik kaldıraç kavramlarını bu alana kazandırdı.
• Telekom: 1994’te kurduğu Turkcell, Türkiye’nin dijital çağla tanışmasında öncü rol üstlendi.
• Enerji: Genel Energy ile Kuzey Irak’ta, riskin zirvede olduğu dönemde petrol ve doğalgaz sahalarına yatırım yaptı.
• Medya: Show TV, Akşam Gazetesi, Digiturk ve Skyturk 360 gibi medya platformlarında Türkiye’de medya çokluğunun mimarlarından biri oldu.
• Ulaştırma: Mersin Limanı özelleştirmesi ve taşımacılık yatırımlarıyla Türkiye’nin lojistik omurgasını güçlendirdi.
• Sanayi & Tarım: Traktör üretiminden tekstile, otomotiv yan sanayiden tarım makinelerine kadar üretimin pek çok alanında yer aldı.
• Ve daha fazlası: Kamusal alanda bilinmeyen ama Türkiye’yi şekillendiren nice girişim…
Gerçek çılgınlık: Herkes geri çekilirken ileri atılmak
Karamehmet’in “çılgınlığı”, uçuk fikirler değil;
herkesin durduğu anda yürümek, yürüdüğü anda koşmak cesaretindeydi:
• Telekomun devlet elinde olduğu dönemde Turkcell’i kurmak, o günün şartlarında çılgınlıktı.
• Bankacılığın çöktüğü kriz yıllarında yatırım kararı almak, stratejik körlük değil ileri görüşlülüktü.
• Irak gibi riskli bir coğrafyada enerji projeleri üstlenmek, yalnızca iş değil, diplomatik cesaretti.
Bugün hâlâ yerinde durmuyor. Yeni fırsatlar, projeler ve kurumsal hamlelerle sessizce ilerliyor.
Çünkü onun doğasında dinlenmek değil, yeniden kurmak var.
Karamehmet’in sessiz mektebi
Pek çok başarılı iş insanı—Hüsnü Özyeğin, Mehmet Sepil, Ersin Pamuksuzer gibi isimler—onun vizyonundan beslenerek yollarını çizdi.
Çünkü o bir patrondan öte, bir ekol, bir strateji okulu, bir karakter inşaatçısıydı.
Para değil; vizyon, hız değil; istikrar, güç değil; tevazu öğretti.
Sahnesi stüdyolar değil, saha gerçekleriydi
Onun sahnesi ne talk-show koltukları ne de haber manşetleriydi.
Sahnesi: limanlar, petrol sahaları, banka genel müdürlükleri, fabrika bantları ve yatırım raporlarıydı.
Bir CEO’dan fazlasıydı.
Bir mimardı.
Kuruluşları inşa ederken sadece şirketleri değil, aynı zamanda çağları şekillendirdi.
Kıymeti bilinmeyen kahraman: Geciken vefa
Ve şimdi, iç burkan bir tabloya gelelim:
O, Türkiye’nin en büyük ödüllerini çoktan hak etti.
Ama:
• Kurduğu sistemler parçalandı,
• Mal varlıklarına göz dikildi,
• Medyada hedefe kondu,
• Sessizliğe mahkûm edildi,
• Kırıldı. Küstürüldü.
Bugün Amerika’da yaşasa, Rockefeller ya da JP Morgan gibi isimlerle anılırdı.
Bizdeyse uzun süre yalnız bırakıldı.
Ama tarih, sonunda adaleti teslim eder.
Bugün Türkiye’nin dört bir yanındaki sanayi tesislerinden, iletişim altyapılarına kadar birçok gelişme onun ektiği tohumlardan filizlenmiştir.
Sessiz ama derin bir teşekkür
Bizzat tanıma, sohbet etme, gözlemleme şansım oldu.
Mütevazı, alçakgönüllü, tutumlu, iyiliksever bir insan Mehmet Emin Karamehmet.
Yakın çalışanlarının bildiği zorlu yönleri de muhakkak vardır.
Ama büyük liderlik, sadece kolaylıkla değil; zorlukla da inşa edilir.
Bu yazıyı kaleme almamın tek nedeni var:
Vefa.
Ona bu ülkenin büyük bir vefa borcu var.
Belki bu yazıya kızar, çünkü sesini yükseltmeden yaşayanlardan…
Ama bazı sessizlikler yalnızca kelimelerle onurlandırılır.
Unutmayalım: Değerli insanlara vakitlice sahip çıkılır
Balık hafızalı bir toplumuz.
Değerli olanı kaybetmeden kıymetini bilmekte zorlanıyoruz.
Ama Mehmet Emin Karamehmet’in sadece adını değil, ekolünü, ruhunu ve izini yaşatmamız gerekiyor.
Türkiye onun gibi çılgın, cesur, ama sessiz liderlerle daha da büyüyecek.
Şirketlerden daha çok, çağ kuranlara, yol gösterenlere, korkusuzca girişimlrr başlatıp icra edecek, bizi küresel şampiyonlar ligine taşıyacak çılgın iş liderlerine ihtiyacımız var.