;
Arama

Saraydan kalbe, ekonomiden doğaya uzanan sadakatsizlik zinciri

İhanet, bir anda olmaz. Sinsice başlar, sessizce büyür ve en savunmasız anınızda sizi sırtınızdan hançerler. Bazen bir dostun gülüşünün ardına gizlenir, bazen bir evladın gözlerinizin içine bakarak söylediği yalanla. Kimi zaman devletlerin strateji belgelerinde, kimi zaman sevgililerin suskun gecelerinde yankılanır.

12 Mayıs 2025, 11:24

Hayatta her şey güven üzerine kuruludur. İş dünyasında, siyasette, ailede, aşkta… Güven olmadan hiçbir yapı ayakta duramaz. Ben buna “3G Formülü” diyorum: Güven, Güven, Güven. Kaybedildiğinde geriye sadece soğuk bir enkaz kalır.

Doğaya ihanet: Kendi evimizi ateşe vermek

İhanetin en sinsi ve geri döndürülemez biçimi belki de doğaya olanıdır. Ormanları kestik, nehirleri kuruttuk, toprağı öldürdük, havayı zehirledik. Doğaya karşı yürüttüğümüz bu savaş aslında insanın kendi varlığına karşı açtığı savaştan başka bir şey değil.

Bugün sellerle boğuşuyoruz, yarın susuzlukla. Denizler çekiliyor, göller buharlaşıyor, kentler yaşanmaz hale geliyor. Doğaya ihanet, kendi evinizi içerden yakmak gibidir. Ve ne yazık ki bu ateşi, çocuklarımız söndüremeyecek. Çünkü biz miras değil, yıkım bırakıyoruz.

Sevgiliye ihanet: Sessizliğin yıktığı kaleler


İhanet yalnızca aldatmak değildir. Bazen susmaktır. Bazen görmezden gelmektir. Birbirine sırt çevirmek, yüreği yarı yolda bırakmaktır. Aşk; kalbin bir diğer kalbe güvenle yaslandığı yerdir. Ama bir gün o yaslanma yerini çektiğinizde, yıkılan sadece ilişki değil, insanın kendine olan inancı olur. Sevgiliye ihanet, kalbin ahşap iskeletini kemiren bir kurt gibi sessizdir. Dışarıdan görünmez ama bir gün en ufak sarsıntıda her şey çöker.

Evladın sırtınızdan vurduğu an


Hiçbir ihanet, bir evladın ihanetinden daha derine saplanmaz. Çünkü ona yalnızca sevgi değil; geçmişinizi, onurunuzu, soyunuzu teslim etmişsinizdir. Bir evlat, yalnızca bireyin değil, bir soyun devamıdır. Ama bazen, içinizde yetiştirdiğiniz fidan size değil, rüzgâra doğru eğilir. Mirası küçümser, öğretileri reddeder, sizi rakip belleyecek kadar yabancılaşır.
Ve bir gün, kurduğunuz yapının altına kendi elleriyle dinamit koyar. Evladın ihaneti, yalnızca bir kalbi değil, bir soyun hikâyesini yarım bırakır.

Akrabanın tuzak kurduğu yer: Aile içinde hançerlenmek


Aile, güvenin doğal adresidir deriz. Ama bazen ihaneti en yakınınız yapar. Kardeşiniz bir sırrınızı sızdırır, amcanız mirasınıza göz koyar, eşiniz hayallerinizi yıkar. Aile içi ihanet, güveni yalnızca kırmaz, parçalar. Çünkü orada maskeye gerek yoktur; herkes içini bilir, zayıflıklarınız açıktadır. Ailede ihanete uğramak, korunaklı bildiğiniz kalenin içinden vurulmaktır. Ve insan bir daha asla tamir edilemeyecek bir güven kaybıyla yaşar.

İş dünyasında ihanet: Masanın altındaki bıçaklar


İş hayatında herkes takım oyuncusu gibi görünür. Ama çoğu zaman masa altından bıçaklar dolaşır. Ortaklar birbirini pazarlar, CEO’lar yatırımcıyı kandırır, çalışanlar bilgi sızdırır. “Bize güvenebilirsiniz” cümlesinin arkasında saklanan kurnazlıklar… Yatırım raporlarında örtülen zararlar… Torpil, kayırma, içerden alım-satım oyunları… Ekonomik krizler genellikle finansal değil, ahlaki çöküşle başlar. Ve o çöküşün ilk sesi, yıkılan bir güvenin çığlığıdır.

Siyasette ve ideolojide ihanet: Satılık ruhlar


Siyasette yol arkadaşlığı kutsaldır. Ama koltuk aşkı, çoğu zaman sadakatten güçlüdür. Bugün yol arkadaşını satan, yarın halkı satar; önce sözünden döner, sonra ruhundan. İdeolojiler bir nesli ayağa kaldırır ama çıkar karşısında eğilenler, bütün bir kuşağın inancını öldürür. Bir dava için yola çıkıp, ilk virajda yön değiştirilen her hamle, bir halkın güvenini paramparça eder. İdeolojik ihanet, sadece liderleri değil, takip eden milyonları da yaralar.

Ahlaka, değere ve inanca ihanet: Görünmeyen çürüme


En derin ihanetler bazen hiç görünmez. Ahlak parayla, değerler oyla, inanç menfaatle değiştirildiğinde yaşanır. Bir toplumun çöküşü, önce karakterde başlar. Dini, baskı ve kontrol aracı olarak kullananlar… Vicdanı sadece başkasına uygulayanlar… Ahlakı yalnızca kendi çıkarına bükebilenler… Bu, yalnızca insanın değil, Tanrı’yla kurduğu bağın bile kirletilmesidir. Ve orada ne adalet kalır, ne de merhamet.

Sonuç: İhanetin olduğu yerde gelecek kurulmaz


İhanet; yalnızca bir kişiye değil, bir ülkeye, bir kıtaya, bir çağa bulaşabilir. Bir şirketin iflası, bir aşkın çöküşü, bir devletin dağılması… Hepsinin ortak paydası, ihanetle başlayan güven kaybıdır. İhanetin olduğu yerde yarın kurulmaz. Umudu yeşertemezsiniz. Geleceğe yürüyemezsiniz. O yüzden her şeyin başı ve sonu güven.

GÜVEN, GÜVEN, GÜVEN.

Ve unutmayın:

Tahtınız altın olsa da, ihanetle kuşatıldıysa orası sadece bir mezardır.


Yazarlar

Çok Okunanlar

  • forbes.com.tr

    Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)


  • Nilgün Balcı Çavdar, Cem Cemal Pekin, Erkan Kızılocak

    Dolar milyarderi Türkler


  • Dünyanın en zengin 10 kişisi (Kasım 2024)


  • Nilgün Balcı Çavdar, Erkan Kızılocak, Cem Cemal Pekin, Nuray Tarhan

    En zengin 100 Türk


  • forbes.com.tr

    En zengin Türklerin sıralaması nasıl değişti?