Pasifik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Erdoğan: Savaş, Orta Koridor’un önemini artırdı
Pasifik Holding iştiraki Pasifik Eurasia, Asya ile Avrupa arasında stratejik değere sahip Orta Koridor güzergahında, demiryolu taşımacılığını geliştirmek amacıyla Çin Devlet Demiryolu şirketi China Railway ile anlaşma imzaladı. 17 Haziran 2025 tarihinde imzalanan Uluslararası Konteyner Taşımacılığı Sözleşmesi ile Pasifik Eurasia, başlangıçta yapacağı 10 blok tren seferinin ardından düzenli olarak devam edecek olan blok tren seferleri ile ilk etapta yıllık bin trene ulaşmayı hedefliyor.
Fatih Erdoğan, Pasifik Eurasia’nın bu zamana kadar Çin’in eyaletlerinin lojistik platform şirketleriyle anlaşmalar yaptığını, son iş birliğinin 57 platformu kapsayan demiryolu lojistiği faaliyetlerinin koordinesini yapan devlet kurumunun şirketi ile imzalandığını söyledi.
Çin’in demiryolu taşımacılığında otorite konumunda olan bir şirket ile yaptıkları bu iş birliğinin önümüzdeki dönemde yeni fırsatları da beraberinde getireceğini ifade eden Erdoğan, “Bu anlaşma ile Orta Koridor üzerinde hacimde hızlı bir artış sağlanması ve ilk etapta yılda 1.000 adet blok tren seferine ulaşılması hedefleniyor. Bu hedeflerin daha da büyümesi ve hacimlerinin artırılması amacıyla yeni anlaşmalar için de çalışmalarımız devam ediyor. 27-29 Haziran tarihlerinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın düzenleyeceği 50’den çok ülkenin bakan düzeyinde katılacağı, bizim de Pasifik Holding olarak ana sponsoru olduğumuz “Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu 2025” forumunda Çinli muhataplarımızla stratejik değere sahip yeni anlaşmalar imzalamayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Orta Koridor’da ana oyuncu olmayı hedefliyor
Fatih Erdoğan, tüm bu gelişmelerin hem Türkiye’nin lojistik merkez olma konusundaki stratejisini hem de Pasifik Eurasia’nın Orta Koridor’da ana oyuncu olma hedefini desteklediğini belirtti. Erdoğan şunları söyledi: “Küresel ticaretin, enerji arz güvenliğinin ve siyasi nüfuz mücadelesinin büyük ölçüde lojistik hatlar ve ulaşım koridorları üzerinden yürütüldüğü bir çağda, ticaret yolları artık sadece ekonomik değil, jeopolitik ve güvenlik mimarisinin temel bileşenleri haline geldi. Çin’in 2013 yılında bir vizyon projesi olarak başlattığı Kuşak ve Yol İnsiyatifi çerçevesinde yeniden şekillenen dengeler, Orta Koridor’un önemini öne çıkarıyor. Orta Koridor ile Türkiye hem mevcut jeopolitik konjonktür hem de yapısal gerçeklik açısından bölgesel bir geçiş hattı olmanın ötesinde, bir merkez ülke stratejisine dönüşmektedir.”
Erdoğan, Türkiye’nin, bu koridorun kilit ülkesi olarak lojistik, enerji, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik alanlarında kritik avantajlara sahip olduğunu savundu.
Dengeli, dirençli ve stratejik derinliğe sahip bir rota
Orta Koridor için “Bu rota bir alternatif olmanın da ötesinde hem coğrafi hem de ekonomik açıdan Türkiye’ye büyük fırsatlar sunuyor” diyen Fatih Erdoğan, Orta Koridor’un, yük taşımacılığında alternatif güzergahlara kıyasla maliyet avantajı ve zaman tasarrufu sağlama potansiyeline sahip olduğunu dile getirdi. Erdoğan, Çin'den başlayarak Kazakistan, Rusya ve Belarus üzerinden Avrupa’ya uzanan hattı kapsayan Kuzey Koridoru’nun, kara koridorları arasında 2015-2021 arasında en işlevsel rota olarak öne çıksa da Rusya-Ukrayna Savaşı’nın, bu güzergâhın jeopolitik kırılganlığını açığa çıkardığını, muhtemel ekonomik ve lojistik ambargoların, Kuzey Koridoru üzerindeki taşımacılık faaliyetlerini riskli hale getirdiğini anlattı.
Yine Çin’den başlayarak Avrupa’ya ulaşan, ağırlıklı olarak deniz tabanlı bir güzergâh olan Güney Koridoru ile ilgili ise Erdoğan, denizlerde jeopolitik kuşatma ve güvensizliğin siyasal ve askeri çatışmalar nedeniyle ivmelenmekte olduğunu, Güney Koridoru’nun, teorik potansiyeline rağmen güzergahtaki ülke ve bölgelerden kaynaklı yüksek jeopolitik tehditler nedeniyle kırılgan bir yapıya sahip olduğunu dile getirdi. Erdoğan, Orta Koridor’un dengeli, dirençli ve stratejik derinliğe sahip bir rota olduğunu vurguladı.
Ortak demiryolu modernizasyonu
Orta Koridor’un potansiyeline ulaşabilmesi için zaman içinde Türkiye, Çin, AB ülkeleri, Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan ve Türk Devletleri arasında ortak demiryolu modernizasyonu, lojistik merkezlerin koordinasyonu ve dijital sınır kapıları projelerinin hayata geçmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “Bunlara ek olarak sınır ötesi e-ticaret ve finansal entegrasyonun artırılması yönünde büyük adımlar atılmaya başlandı ve bu durum gün geçtikçe ivmelenecek” dedi. Erdoğan, Dünya Bankası, AB ve Çin odaklı raporların da ifade ettiği gibi bölgedeki ticari yük hacminin 2030 yılına kadar yüzde 50 artacağını öngördüklerini, bunun Türkiye için büyük bir fırsat olduğunu sözlerine ekledi.
2023’te 9,4 trilyon dolar olan küresel lojistik pazarının 2033’te 20 trilyon doları aşmasının yanı sıra e-ticaret, şehirleşme ve refah artışı gibi yapısal eğilimler de demir yolu taşımacılığına olan talebi artırıyor.