Özel sermaye fonları 29 trilyon dolarlık emeklilik tasarrufuna göz dikti

ABD Başkanı Donald Trump’ın görevdeki ikinci döneminde attığı finansal adımlardan biri, özel sermaye fonlarının uzun süredir dışında kaldığı bireysel emeklilik piyasasına kapı araladı. Blackstone, Vanguard ve Wellington ortaklığında geliştirilen yeni ürünlerle birlikte, 29 trilyon dolarlık emeklilik tasarruf havuzuna özel varlıkların entegre edilmesi gündemde.

Yatırım dünyasında düşük maliyetli endeks fonlarıyla devrim yaratan Vanguard’ın kurucusu Jack Bogle’ın “saman yığını içindeki iğneyi aramayın, yığını satın alın” felsefesi uzun süre bireysel yatırımcıyı kamu piyasalarına yönlendirmişti. Ancak özel sermaye sektörü farklı bir yol izledi: yüksek ücretler karşılığında yüksek getiri vaadiyle büyüyen bu alan, bugün 10 trilyon doları aşan bir varlık hacmine ulaştı.

Blackstone CEO’su Stephen Schwarzman’ın 50 milyar dolarlık kişisel serveti, özel sermaye alanındaki servet yaratımının sembolü hâline geldi. Şimdi, Vanguard ve Wellington gibi endeks odaklı yatırım devlerinin Blackstone ile ortak ürün geliştirmesi, sektörde köklü bir paradigma değişikliğini işaret ediyor.

Trump yönetiminden özel piyasalara tam destek

Başkan Trump’ın emeklilik planlarına özel varlıkların eklenmesini teşvik eden yürütme emrinin yaklaşmakta olduğu ifade ediliyor. Biden döneminde bu fikre temkinli yaklaşan Çalışma Bakanlığı, ürünlerin karmaşıklığı ve yüksek maliyetine dikkat çekmişti. Ancak Trump yönetimi, bireysel yatırımcıların da özel piyasa fırsatlarına erişmesi gerektiğini savunarak süreci hızlandırdı.

2024 yılı itibarıyla bireysel emeklilik hesaplarında ve 401(k) sisteminde 29 trilyon dolarlık birikim bulunuyor. Bunların yaklaşık 12 trilyon doları işyeri katkılı sistemlerde, 17 trilyon doları ise bireysel hesaplarda tutuluyor. Bu devasa havuza erişim, özel sermaye yöneticileri için “bir sonraki büyük fırsat” olarak görülüyor.

Yeni fon modeli: Kamu ve özel varlıkların harmanı

Wellington, Vanguard ve Blackstone ortaklığında geliştirilen WVB All Markets Fund, hem kamuya açık hisse senetlerini hem tahvilleri hem de özel sermaye fonlarını içeren kapalı uçlu bir yatırım aracı olarak tanıtıldı. Fonun yüzde 40–60’ı hisse senetlerinden, yüzde 15–30’u tahvillerden ve yüzde 25–40’ı özel varlıklardan oluşacak. Wellington, fon dağılımının yönetimini üstlenirken, Blackstone özel varlık bileşenlerini sağlayacak.

Fon başlangıçta yalnızca yüksek gelir grubuna yönelik olarak danışmanlar ve aile ofisleri aracılığıyla pazarlanacak. Ancak asıl hedef, büyüklüğü 4 trilyon doları bulan hedef tarihli fonlar ve bireysel emeklilik hesapları. Vanguard’ın yatırım sorumlusu Greg Davis, “Özel varlıkların zamanla hedef tarihli fonlarda daha fazla rol oynayacağına inanıyorum” değerlendirmesini yaptı.

Yatırımcının dikkat etmesi gerekenler: Likidite ve maliyet riski

Yeni sistemin bireysel yatırımcıya sunacağı fırsatlar kadar taşıdığı riskler de var. Moody’s tarafından yayımlanan bir raporda, özel varlıkların düşük likiditesi, değerleme zorlukları ve yüksek maliyet yapısı önemli risk başlıkları olarak sıralandı. Blackstone’un 2022 sonunda yatırımcı taleplerini karşılamakta zorlandığı emlak fonu örneği, bu risklerin pratikte nasıl tezahür edebileceğini gösteriyor.

Wellington yöneticisi Terry Burgess ise endişelere karşı şu güvenceyi verdi: “Fonun yüzde 70’i kamuya açık piyasalarda, bu da likidite açısından sağlam bir tampon sağlıyor. Gerçekten stresli piyasa koşullarında test ettik.”

Finansal eşitlik mi yeni kâr kapısı mı?

Trump yönetiminin öncülük ettiği bu dönüşüm, hem finans sektörünün büyük oyuncularına yeni gelir kapıları sunuyor hem de bireysel yatırımcının erişimini genişletiyor. Ancak uzmanlar, sürecin sıkı regülasyonlarla desteklenmesi gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, getiri vaadiyle pazarlanan karmaşık ürünler, sıradan yatırımcıyı yüksek riskle baş başa bırakabilir