Can Holding'e operasyon: Habertürk ve Show TV dahil 121 şirkete el konuldu
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında; Can Holding bünyesinde faaliyet gösteren şirketler üzerinden suç işlemek amacıyla örgüt kurulduğu, bu örgüt aracılığıyla nitelikli dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı ve kaynağı belirsiz gelirlerin şirket hesaplarına sokulması, suçtan elde edilen gelirlerin aklanmasına yönelik çok yönlü eylemler gerçekleştirildiği belirlendi.
Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporları ile mali denetim birimlerinin düzenlediği inceleme raporlarıyla başlatılan soruşturma kapsamında; Can Holding bünyesinde faaliyet gösteren şirketler üzerinden kaynağı belirsiz yüklü tutarda para girişleri yapıldığı, bu paraların çeşitli şirketler arasında aktarılmak suretiyle izlerinin gizlenmeye çalışıldığı, faturasız işlemler ve sahte belge düzenlemeleri ile vergi yükümlülüğünün azaltıldığı tespit edildi.
İş insanı Turgay Ciner, HaberTürk, Show TV ve Bloomberg HT'yi de bünyesinde bulunduran Ciner Yayın Holding’deki tüm hisselerin 2024 yılında Can Holding’e devretmişti.
Holding yapısı altında kurulan çıkar amaçlı suç örgütünün Kemal Can ve Mehmet Şakir Can liderliğinde hareket ederek, aynı faaliyet alanlarında çok sayıda şirket kurmak suretiyle denetim ve takip mekanizmalarını zorlaştırdığı, yönetim kurullarında değişiklikler yaparak sorumluluğu örgüt üyeleri arasında dağıttığı ve bu yolla hukuki yaptırımlardan kaçmayı hedeflediği anlaşıldı. Bunun yanında; ticari faaliyeti bulunmayan şirketlerde nakit sermaye artırımı yapıldığı, sermaye artırımlarının kaynağı olarak ortaklara borçlar hesabının gösterildiği, bu borçların gerçeği yansıtmadığı, ortaklara borçlar hesabında görülen tutarların 7256 sayılı Varlık Barışı Kanunu kapsamında şirkete yeniden yatırıldığı, yapılan bu işlemlerin, kanunun amacına aykırı şekilde suçtan elde edilen gelirin sisteme dahil edilmesi ve aklanması niteliğinde olduğu değerlendirildi.
121 şirkete TMSF kayyım olarak atandı
MASAK raporlarıyla elde edilen bulgular doğrultusunda; suç örgütünün nitelikli dolandırıcılık, kaçakçılık ve vergi usul kanununa muhalefet gibi öncül suçlardan elde ettiği yasa dışı gelirler aracılığıyla ticari hacmini genişlettiği, eğitim, medya, finans ve enerji gibi stratejik sektörlerde şirket alımları, hisse devirleri ve yatırım faaliyetlerinin doğrudan suç gelirleriyle finanse edildiği, bu yolla örgütün hem ekonomik gücünü artırmayı hem de kamuoyu nezdinde meşruiyet kazanmayı hedeflediği anlaşıldı. MASAK raporlarıyla tespit edilen mali hareketlerin bütüncül değerlendirilmesi neticesinde, şüphelilerin yasa dışı yollarla elde ettikleri kazançları farklı sektörlere yönlendirerek hem akladıkları hem de ekonomik hayatta sahte bir itibar ve güç elde etmeye çalıştıkları ortaya çıkarıldı. Yapılan operasyon kapsamında 121 şirketin malvarlığına değerlerine el konularak TMSF kayyım olarak atandı, Holding sahipleri Mehmet Şakir Can, Kemal Can ve Kenan Tekdağ’ın da aralarında bulunduğu 10 şüpheli hakkında ise gözaltı kararı verildi.
TMSF'den ve YÖK'ten ilk açıklama
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Can Holding'e kayyum olarak atanılmasıyla ilgili olarak "TMSF’nin temel amacı, şirket çalışanlarının ve üçüncü tarafların haklarının korunması ile tüm işleyişin aksamadan sürdürülmesidir. Bu amaçla şirket yöneticileriyle de görüşmeler yapılmıştır" açıklamasında bulundu. TMSF'den yapılan açıklamada şöyle denildi:
"İstanbul Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, mahkeme kararıyla Can Holding’e bağlı 121 şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyım olarak atanmıştır. Bu dönemde TMSF’nin temel amacı, şirket çalışanlarının ve üçüncü tarafların haklarının korunması ile tüm işleyişin aksamadan sürdürülmesidir. Bu amaçla şirket yöneticileriyle de görüşmeler yapılmıştır. Sorumluluğumuz altındaki tüm şirketler, mevzuatın gerektirdiği şekilde “basiretli tacir” anlayışıyla idare edilerek istikrar ve güven ortamı muhafaza edilecektir.
Ayrıca grup bünyesinde faaliyet gösteren eğitim kurumları, kamu sorumluluğu bilinciyle yönetilecektir. Eğitim faaliyetleri kesintiye uğramadan devam edecek olup öğrencilerimizin eğitimi, öğretmenlerimizin katkısı ve velilerimizin desteğiyle güven içinde sürdürülecektir."
"Eğitim kesintisiz devam edecek"
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, Can Holding’e yönelik yürütülen adli soruşturma kapsamında İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin durumuyla alakalı açıklamada bulundu. Özvar "Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca Can Holding’e yönelik yürütülen adli soruşturma kapsamında holdinge ait şirketlerle birlikte İstanbul Bilgi Üniversitesi de sürece dahil edilmiştir. Öğretim elemanlarımız, idari personelimiz ve öğrencilerimiz açısından endişe edilecek bir durum söz konusu değildir. Üniversitemizde eğitim öğretim faaliyetleri kesintisiz olarak devam edecektir. Gelişmelerden bütün kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz" dedi.
Tekfen Holding'den KAP'a açıklama
Tekfen Holding'ten yapılan açıklamada, "Açıklamamız saati itibariyle; Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca yukarıdaki basın açıklaması kapsamında söz konusu hisselere veya Şirketimiz tüzel kişiliğine uygulanan herhangi bir tedbir ve benzeri yaptırım bulunmamaktadır. Şirketimizin, yürütülen soruşturma kapsamında yer aldığına dair herhangi bir bilgi veya açıklama bulunmamaktadır" denildi.
KAP'a yapılan bildirimde şu ifadelere yer verildi:
"11.09.2025 günü sabah 08:00 sularında basın yayın organlarında Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında; Can Holding ve bünyesindeki 121 şirketin malvarlığı değerlerine el konularak TMSF'nin kayyum olarak atandığı; ilgililer hakkında adli tedbir kararı verildiği ve bu konuda Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca basın açıklaması yapıldığı konusundaki haber ve gelişmelerden bilgi edinilmiştir.
Son durum itibariyle Şirketimiz sermayesi içinde Can Grubu şirketlerinden Can Kültür Sanat Eğitim Kurumları İşletmeciliği AŞ'nin %11.36; MCN Gayrimenkul Yatırım AŞ'nin %4.48, KCN Gayrimenkul Yatırım AŞ'nin %1.72 oranında payları olup, Can Grubu şirketlerinin Şirketimiz sermayesindeki pay oranları toplamı %17.56'dır.
Açıklamamız saati itibariyle; Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca yukarıdaki basın açıklaması kapsamında söz konusu hisselere veya Şirketimiz tüzel kişiliğine uygulanan herhangi bir tedbir ve benzeri yaptırım bulunmamaktadır. Şirketimizin, yürütülen soruşturma kapsamında yer aldığına dair herhangi bir bilgi veya açıklama bulunmamaktadır. Gelişmeler hakkında kamuoyuna derhal bilgi verilecektir."
Can Holding, Tekfen'in de hissedarı 31 mayıs'ta Tekfen'in KAP'a ilettiği faaliyet raporuna göre Can Grup'un Tekfen'deki sahiplik oranı yüzde 17,46. Şirketin kurucu ortaklarından Berker Ailesi'nin yüzde 25,23 oranındaki hissesini almak için de anlaşan grup, bu pay devir işlemi 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun kapsamında izne tabi bir devir işlemi olduğu için Rekabet Kurumu’nun onayını bekliyordu. Bu satın alma tamamlansaydı Can Kültür'ün Tekfen'deki payı yüzde 42,69'a yükselecekti.
Can Holding hakkında daha fazla bilgi
Temelleri 1950 yılında atılan ve 1986 yılında holdingleşerek aktif ticari faaliyetlerine başlayan Can Holding, 1990 itibariyle resmi olarak merkezini İstanbul’a taşıdı. Gelişen uluslararası ticaret hacmi sonrası ilk yurt dışı ofisi 1991'de Dubai’de açıldı. Aynı dönemde Orta Asya Türki Cumhuriyetlerinin serbest ticaret hayatına dahil olması nedeniyle bu bölgelere yoğun ticaret faaliyetleri ile grubun yurt dışı operasyonları ve büyümesi hız kazandı. Can Grubu’nun bu bölgedeki ilk şubesini ve yatırımını 1991 yılında Kazakistan’da yaptı ve ülkenin ilk yabancı yatırımcılarından biri oldu. Ardından Türkmenistan, Azerbaycan, Özbekistan ve Kırgızistan’da ticari faaliyetlere başlandı.
El konulan şirketlerden öne çıkanlar: Show TV, Bloomberg HT, HT Spor, Habertürk, Energy, Awox, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Doğa Koleji, Seikon, Telefox, Energia, Mediza Hospital, Golden Hill Otel, Tokai, Elit.
1993 yılında; Türkiye’nin bugün itibariyle en fazla akaryakıt istasyonu işletme sahipliği olan Enerji Petrol'ün temelleri İstanbul’da atıldı, ilk akaryakıt istasyonu kuruldu ve aynı yılda uluslararası büyük hacimli petrol ve türevleri ticaretine başlandı. Enerji Petrol, 2000 yılında Dağıtım Lisansı alan ilk şirketlerden oldu. Türkiye’nin bütün bölgelerinde hızlı bir büyüme trendi yakalayan grubun, 2003 yılında ilk yüksek kapasiteli madeni yağ fabrikası kuruldu, 2005 yılında da Enerji Gaz kuruluşu ile enerji sektöründe diğer türev ürünlerde büyüme başladı.
Can Enerji Grubu, bugün itibariyle, Türkiye’nin en fazla petrol ve türevleri depolama ve dağıtım kapasitelerine sahip gruplarından biri haline geldi. Energy markası; Türkiye’nin 81 ilinde 500 akaryakıt istasyonu ile bireysel tüketici ve sanayi üreticilerine; akaryakıt, gaz, madeni yağ ve diğer petrol türevleri dağıtım hizmeti veren en yaygın şirketlerden biri durumunda.
Holding bünyesinde 2000 yılında uluslararası ticaret açısından stratejik öneme sahip Dayanaklı Tüketim Ürünleri Grubu’nun temelleri atıldı. İlk olarak Awox markası ile televizyon ve 50'yi aşkın farklı ürün gamında beyaz ev eşyası, televizyon ve küçük ev aletleri imalatı için ilk fabrika Çerkezköy’de kuruldu. Lüleburgaz ve Mersin fabrikalarının da hizmete girmesi ile dayanaklı tüketim ürünleri gamında, Awox, Seikon, Telefox, Energia markaları ile toplamda 50 milyon adet teknolojik ürün üretimi, dağıtımı ve ihracatına ulaşıldı. Grup, tedarik zincirindeki lojistik değişikleri öngörerek liman yatırımlarına başlayarak Ambarlı Limanı projesini devreye aldı ve liman yatırımına başladı.
Can Grubu, 2019 yılında Türkiye’nin ilk vakıf üniversitelerinden olan İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin sahibi olan Bilgi Eğitim ve Kültür Vakfı ile eğitim sektörüne adım attı. Sektördeki yatırımlara 2022’de Doğa Koleji ve Almanya merkezli LecTurio şirketi (En büyük yatırımcı olarak) ile devam edildi. Grubun Kuruluş yıllarını takip eden ve ilk sektörlerinden olan turizm sektörü yatırımlarında ise, altısı İstanbul olmak üzere toplam yedi adet şehir oteli bulunuyor. Holding bünyesinde lojistik, kargo, kağıt, ambalaj sektörü, matbaa, sağlık, çimento ve perakende gibi farklı sektörlerde şirketler faaliyet gösteriyor.
Grup orta ve uzun vadeli yatırım stratejisi çerçevesinde hedef pazarlar olarak belirlediği Batı Afrika (ecowas) ülkeleri yatırımları için Fildişi ve Burcina Faso da ilk yatırımlarına başladı.