Bulgaristan resmi onayı aldı: Euro’ya katılması neleri değiştirecek?
Güneydoğu Avrupa ülkesi, Hırvatistan'ın ardından son on yılda euro'ya katılan ikinci ülke olacak. Birbirini izleyen Bulgar hükümetleri, daha zengin üye ülkelerle aralarındaki büyük gelir uçurumunu daraltacağı umuduyla değişim hazırlıklarını uzun yıllar sürdürdü. Aralarında Rusya yanlısı ve milliyetçi Revival partisinin de bulunduğu karşıt gruplar, euro’ya geçişi egemenlikten vazgeçmek olarak değerlendirdi. Diğer bazı AB hükümetleri, 2009 yılında patlak veren Yunan borç krizi ve Baltık ülkelerindeki bankaları saran kara para aklama skandallarından bu yana Euro Bölgesi’ne yeni üyeler kabul etme konusunda temkinli davranıyorlar. Birçoğu, ekonomik ve jeopolitik çalkantıların yaşandığı bir dönemde Avrupa projesine bir güvenoyu olarak gördükleri Bulgaristan'a kucak açmaya hevesliydi.
Bulgaristan neden euro'ya katılmak istiyor?
Bulgaristan, 2007 yılında AB'ye katıldıktan kısa bir süre sonra, katılım anlaşması gereği euro üyeliği için çalışmaya başladı. Üç yıl sonra, komşu Yunanistan ve diğer bazı Euro Bölgesi ülkelerini neredeyse iflas ettiren Avrupa'nın kamu borcu krizi nedeniyle bu çabalarını askıya aldı. Sofya'daki hükümet 2016'dan bu yana yeni bir atakla, euro’yu benimsemenin Balkan ülkesinin AB'nin karar alma sürecinde kenara itilmesini önleyeceğini ve ihracata dayalı ekonomisini bloğa daha fazla entegre etmesine yardımcı olacağını söyledi.
Levent Gürses yazdı: Euro’ya yoksul bir üye
1990'lardaki hiperenflasyon krizinden bu yana Bulgaristan, levasını euro’ya bağlayan bir tür sabitlenmiş döviz kuru olan para kurulu düzenlemesi altında faaliyet gösteriyor. Bu da ülkenin para politikasının halihazırda Avrupa Merkez Bankası'nın kararlarına bağlı olduğu anlamına geliyor.
Euro Bulgaristan ekonomisini nasıl etkiler?
Bulgaristan hükümeti ve merkez bankası euro'ya geçişin işlem maliyetlerini azaltacağını, faiz oranlarını düşüreceğini ve ülkenin kredi notunu yükselteceğini savunuyor. Bu da siyasi istikrarsızlık ve hukukun üstünlüğüne ilişkin endişeler nedeniyle zayıflayan yabancı yatırımları artırabilir. Transparency International tarafından yapılan bir değerlendirmeye göre Bulgaristan, AB'nin en çok yolsuzluk yapılan ikinci ülkesi konumunda.
Ülkenin Mali Konseyi tarafından yapılan bir analize göre bundan en çok bankacılık ve finans sektörü faydalanacak, onu Euro Bölgesi ile ticarette döviz maliyetlerinin ortadan kalkmasından kazançlı çıkacak olan sanayi sektörü izleyecek. Euro’nun benimsenmesi, ulusal ekonomik çıktının yüzde 6'sından fazlasına katkıda bulunan Bulgar turizmine de birçok ziyaretçinin para birimlerini değiştirme ihtiyacını ortadan kaldırarak kısmen yardımcı olacaktır.
Bazı Bulgar ekonomi uzmanları, ülkeyi zayıf ECB politikalarına ve bazı üye devletleri yüksek borç seviyeleriyle mücadele eden Euro Bölgesi’ndeki yapısal sorunlara maruz bırakacağı uyarısında bulunarak euro'ya geçişe şüpheyle yaklaşıyor.
Siyasi tartışmalar neler?
Euro’ya geçiş, Bulgaristan'da Rusya yanlısı ve milliyetçi Revival partisi ve bazı düzen karşıtı gruplar da dahil olmak üzere bazı siyasi partiler tarafından şüpheyle karşılandı. Parlamentodaki üçüncü büyük parti olan Revival, Bulgaristan'ın çok fazla egemenlik hakkı verdiğini söyleyerek konuyla ilgili bir referandum çağrısında bulundu ve ülke çapında protesto gösterileri düzenleme tehdidinde bulundu. Referandum önerisi, 470 binden fazla kişinin desteğine rağmen, geçen yıl ülkenin Anayasa Mahkemesi tarafından, konunun parlamentoda ezici bir çoğunlukla onaylanan Bulgaristan'ın AB üyelik anlaşması ile karara bağlandığı gerekçesiyle reddedildi.
Euro’nun kesin kabul tarihine ilişkin benzer bir referandum Mayıs 2025'te Cumhurbaşkanı Rumen Radev tarafından gündeme getirildi ancak talep Bulgaristan anayasasını ve bir dizi AB anlaşmasını ihlal ettiğini söyleyen Parlamento Başkanı Nataliya Kiselova tarafından reddedilmişti. ABD'de eğitim görmüş eski bir hava kuvvetleri pilotu olan ve Kremlin'in görüşlerini yansıtmasıyla da tanınan Radev, hazırlıksızlığın yoksulluğu derinleştirme riski taşıdığını savundu.
Bulgar halkı bu konuda ne düşünüyor?
Pek çok kişi para birimi değişikliğinin enflasyonu artıracağından korktuğu için bu bölücü bir konu. Mayıs ayında yayınlanan bir Eurobarometre anketine göre Bulgarların yarısı ekonomik ve parasal birliğe karşı. Enflasyon korkusu yeni euro üyeleri için alışılmadık bir durum değil. Letonya'da, ülke 2014 yılında para birimine katıldığında nüfusun yarısı benzer nedenlerle geçişe karşı çıkmıştı.
Bulgaristan euro'ya hazırlanmak için ne yaptı?
2014'te yaşanan ulusal bankacılık krizinin ardından Bulgaristan, AB'nin bankacılık birliğine ve ERM-2 döviz kuru mekanizmasına katılabilmek için mali denetimini güçlendirdi. ECB'nin bir dizi eksikliğe dikkat çekmesinin ardından kanun koyucular Bulgaristan merkez bankasını düzenleyen yasal çerçeveyi güncelledi.
Bulgaristan yıllardır bütçe açığını ve borçlanmasını AB gerekliliklerinin oldukça altında tutmuştur. Blok içinde gayrisafi yurtiçi hasılaya oranla en düşük borç seviyelerinden birine sahip. Ülke ayrıca, Rusya'nın Ukrayna'yı geniş çaplı işgalinin fiyatlarda bir sıçramayı tetiklemesinin ardından 2025'in başlarında enflasyonu AB'nin hedef sınırları içine çekmeyi başardı.
Haziran ayında hem Avrupa Komisyonu hem de ECB Bulgaristan'ın, bir ülke ekonomisinin tek para birimine geçmeye hazır olup olmadığını belirleyen bloğun nominal yakınsama kriterlerini karşıladığını söyledi ve 2026 yılında Euro Bölgesi’ne katılmaya davet etti. Ancak ECB bir yakınsama raporunda Bulgaristan hükümetinin, 2023 yılında Bulgaristan'ı gri listeye alan küresel kara para aklamayla mücadele kuruluşu Mali Eylem Görev Gücü'nün gerekliliklerini yerine getirmek için çabalarını hızlandırması gerektiğini belirtti. Ancak bu, Euro'ya geçiş için resmi bir gereklilik değil.
Bulgaristan euro'ya geçiş sürecinde bütçesini sıkı ve borcunu düşük tutmuş olsa da bazı ekonomistler hükümetin gelecek birkaç yıl içinde bütçe açığını AB'nin yüzde 3'lük sınırı içinde tutmasının zor olacağı uyarısında bulunuyor.
Euro'ya geçiş için ne yapılacak?
AB maliye bakanlarının 8 Temmuz'da para birimi dönüşüm oranını mevcut leva-euro seviyesinde sabitleyen kararı, süreçteki son resmi adımdı. Ağustos ayından itibaren, ülkenin merkez bankası gerekli madeni para ve banknotları temin etmeye çalışırken, Bulgaristan'daki mağazaların tüm fiyatları hem euro hem de leva olarak göstermesi gerekecek.
Büyük perakende zincirleri şimdiden fiyatları euro cinsinden yayınlamaya başlarken, birçok banka leva cinsinden para yatırma ücretlerini kaldırarak insanları kuyruklardan kaçınmak için nakit birikimlerini daha erken yatırmaya teşvik etti. Tüm mevduatlar daha sonra ocak ayında otomatik olarak dönüştürülecek.
Bulgaristan'ın euro'ya geçmesi ECB için ne anlama gelebilir?
Para birliğine girmek Bulgaristan Merkez Bankası'nın ECB'nin faiz oranlarını belirleyen Yönetim Konseyi'nde yer alması ve para politikası üzerinde bir miktar yetki kazanması anlamına gelecektir. Genel uygulama doğrultusunda ECB, Bulgaristan Merkez Bankası Başkanı Dimitar Radev'i gelecek yıl tam üye olmadan önce konsey toplantılarına gözlemci olarak davet edebilir.
Radev daha önce Uluslararası Para Fonu'nda ekonomistti ve on yıl önce ülke bankacılık krizinden çıkarken Bulgaristan Merkez Bankası'nın başına geçti. Politika konusundaki görüşlerini özellikle şahin veya güvercin olarak gösterebilecek kamuoyu yorumlarından büyük ölçüde kaçınmış olsa da, düşüncelerini bilen bir kişi duruşunu muhafazakar olarak tanımladı.
Bulgaristan'ın fikrini değiştirme ihtimali var mı?
Yolsuzluk karşıtı kitlesel protestoların 2021'den bu yana art arda yapılan ve istikrarlı bir çoğunluk elde edilemeyen yedi seçimi tetiklemesiyle birlikte, evro'ya geçiş için bastıran partilere karşı bir halk memnuniyetsizliği dalgası yaşandı. Ancak mevcut parlamentodaki milletvekillerinin ezici bir çoğunluğu hala değişimi destekliyor.
Euro Bölgesi’ne başka kim katılmak istiyor?
AB tüzükleri üye ülkeleri euro'ya katılmaya zorluyor ancak bazıları bunu erteledi. Romanya ilgisini ifade etti ancak artık resmi bir hedef tarihi yok ve geçen yıl yüzde 9'u aşan bütçe açığını azaltmak için mücadele ediyor. Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan, özellikle ekonomik krizler sırasında bağımsız bir para politikasını korumanın kendileri için hayati önem taşıdığını söyleyerek resmi adımları atma konusunda isteksiz davrandılar. Danimarka ve İsveç de bu konuda geri adım atmıyor.