Biz Bitcoin'in fiyatına bakarken neler oldu?

Bitcoin’de beklenen kırılım sonunda gerçekleşti. Uzun süre 90 bin doların üzerinde fiyatlanan Bitcoin 76 bin dolarlara kadar geriledi. Fiyat hangi yöne giderse gitsin ‘biz demiştik’ diyen analistleri bir kenara koyup olup biteni sakince anlamaya çalıştığımızda fiyat düşüşlerinin kriptolarla sınırlı kalmadığını görüyoruz. Trump yönetiminin özellikle gümrük tarifeleri üzerinden yarattığı gerginlik tüm piyasaları sarsmaya yetti. Gümrük tarifelerinin enflasyonist olup olmayacağı konusunda farklı görüşler olsa da kesin olan bir şey var ki piyasalar bu belirsizliği sevmedi. Belirsizlik o kadar fazla ki Trump’ın tarifeler ile ilgili söylemleri sabahtan öğleye kadar bile değişebiliyor. Bir gün gündeme bomba gibi düşen bir karar diğer gün rahatlıkla ötelenebiliyor. Sevelim ya da sevmeyelim dünya siyasetinde alışık olduğumuz belli usulleri -özellikle de iletişimde- Trump’tan göremiyoruz. Değişim iyidir diyorsanız size iyi bir haberim var çünkü görünen o ki Trump sadece iletişim dilini değil komple ABD politikalarını değiştirmek istiyor. Üstelik bu konunun ucu kriptolara da uzanıyor.

İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ABD’nin global ekonomideki konumlanması aşağı yukarı belliydi. ABD genişleyici politikalar uygulayacak, bütçe açığı verecek ve bu açığı kendi çıkardığı borçlanma senetleri ile (tahvil ve bono gibi) finanse edecek. Rezerv para birimi olan doları basabilme yetkisine sahip olması ve borçlanma senetlerinin tüm dünyada kolayca alıcı bulabiliyor olması bu düzenin işlemesine olanak sağlıyordu. Yüksek borçlanma her ne kadar büyük bir problem gibi görülse de borcun sadece faizi üzerinden ayarlamalar yapılarak ABD ve diğer ülkeler arasındaki hesap yıllardır bir şekilde tutturuluyor. Muhasebe diliyle söyleyecek olursak ülkeler kendi aralarında mahsuplaşıyorlar.