Bir sonraki Fed Başkanı'na şimdiden güvenilmiyor
ABD Başkanı Donald Trump, Jerome H. Powell’ın yerine geçecek kişiyi henüz açıklamadı. Ancak kimi seçerse seçsin bu kişi, faiz oranlarını Beyaz Saray’ın etkisinden bağımsız biçimde belirleyebilecek en güçlü isimlerden biri olduğuna dair şüpheleri aşmak zorunda kalacak. Aksi takdirde kurumun güvenilirliği zedelenebilir ve bu durum finansal bir paniğe neden olabilir.
Yatırımcılar, ekonomistler ve eski ABD’li yetkililer, Trump’ın merkez bankasını ve mevcut liderliğini sürekli olarak eleştirmesi ve yalnızca borçlanma maliyetlerini düşürmeyi destekleyen birini seçeceğini açıkça belirtmesi nedeniyle, halihazırda bir sonraki Fed başkanının altını oymuş olduğunu söylüyor.
Bu kriter, Powell’ın yerine geçecek kişinin görevi alabilmek için gizli sözler vermiş olabileceği endişesini doğuruyor. Bu da Fed’in, başkanın istekleriyle çelişmesi durumunda ekonomi için doğru politika ayarlarını belirleme kabiliyetini kısıtlayabilir. Açıkça siyasallaşmış bir Fed, Beyaz Saray’ın para politikası kararlarına karışmasının olumsuzluklarını gösteren acı derslerin ardından yerleşen onlarca yıllık geleneği yıkacaktır. Bu kez ortaya çıkacak sonuç, ekonomide felakete yol açabilir; yeniden yükselen enflasyon ve durgun büyüme gibi.
TS Lombard araştırma şirketinde ekonomist olan Dario Perkins, “Bir sonraki Fed başkanına şimdiden güvenmiyorum ve henüz kim olduğunu bile bilmiyorum. Trump’ın hükümetin her alanına sadece ‘evet efendim’ diyen insanlar yerleştirdiği algısı var; Fed neden farklı olsun ki?” dedi.
Trump’ın talepleri
Trump’ın Fed’e yönelik talepleri ikinci başkanlık döneminde daha da arttı. İlk döneminde olduğu gibi, faiz oranlarını düşürme çağrısına kulak vermediği için Powell’ı kişisel düzeyde itibarsızlaştırmaya çalıştı. Son aylarda Powell’ı “inatçı bir katır” ve “budala” olarak niteledi. Trump’ın faiz oranlarını düşürme gerekçelerinden biri de enflasyonun olmadığını öne sürmesi. Ekonomistler ve politika yapıcılar, son dönemde gelen daha ılımlı verilere rağmen, başkanın tarifelerinin bu yıl tüketici fiyatlarını en azından geçici olarak artıracağı yönündeki öngörüler nedeniyle bu görüşe genel olarak karşı çıkıyor.
Beyaz Saray sözcüsü Kush Desai yaptığı açıklamada, “Fed’in kendi beyan ettiği amacı, para politikasını verilere göre belirlemektir. “Veriler açıkça gösteriyor ki, Başkan Trump’ın politikaları enflasyonu hızla dizginledi” ifadelerini kullandı. Ancak Trump’ın şu anda daha sık dile getirdiği gerekçe, faiz oranlarının düşürülmesini, hükümetin borçlarını geri öderken katlandığı maliyetlerle ilişkilendiriyor. Bu da merkez bankasının faiz oranlarını yapay biçimde düşük tutarak hükümetin mali hedeflerine ulaşmasını sağlaması anlamına gelen “mali baskınlık” olarak bilinen tehlikeli bir yola sapmak demek. Oysa yasa koyucu Kongre’ye göre, Fed’in amacı düşük ve istikrarlı enflasyon ile sağlıklı bir iş gücü piyasasıdır.
Trump’ın zamanlaması da önemli. Cumhuriyetçiler yakın zamanda devasa bir vergi ve harcama kesintileri paketi geçirdi; bu da bütçe açığını büyütmeye hazırlanıyor. Ülke şu anda yılda yaklaşık 1 trilyon doları borç yükümlülüklerini ödemeye ayırıyor ve Hazine Bakanlığı’nın hükümet harcamalarını karşılamak için ihraç etmesi gereken borç miktarı nedeniyle bu rakamın önümüzdeki yıllarda keskin biçimde artması bekleniyor. Trump çarşamba günü yeniden sosyal medyada Fed’i hedef aldı ve mevcut yüzde 4,25 - 4,5 seviyesindeki faiz oranlarının üç puan fazla olduğunu söyledi.
Trump kimi seçecek?
Öne çıkan adaylar nispeten geleneksel isimlerden oluşuyor. Listede, merkez bankasına yönelik eleştirilerini artıran ve seçilme süreci hızlandıkça Fed’i hedef almaya istekli görünen, eski hedge fon yöneticisi ve Hazine Bakanı Scott Bessent yer alıyor. Mevcut Beyaz Saray baş ekonomi danışmanı Kevin Hassett de öne çıkan isimlerden biri olarak görülüyor; tıpkı eski Fed yöneticisi Kevin Warsh ve mevcut Fed yöneticisi Christopher Waller gibi.
Bessent ve Hassett, bağımsız Fed’de yeni rollerinde artık başkanın isteklerini yerine getirmeyeceklerini göstermek için fazladan adımlar atmak zorunda kalabilir. Trump’ın ilk döneminde neredeyse başkanlığa seçilen ve mevcut yönetim için Hazine Bakanlığı görevine de aday gösterilen Warsh, Fed’i sık sık eleştirdi ve bu hafta merkez bankasının faiz indirmesi gerektiğini savundu. Ancak eski bir yönetici olarak, 2010 yılında yaptığı bir konuşmada kurumun Beyaz Saray’dan bağımsızlığını “kıymetli” olarak nitelemişti.
Trump tarafından 2017’de atanan Waller, son haftalarda Fed’deki çoğu meslektaşından ayrışarak temmuzdaki toplantıda faiz indirimi çağrısı yaptı. Gerekçesi, tarifelerden kaynaklanan fiyat baskılarının şu ana dek hafif olması ve kalıcı görünmemesi. Aynı zamanda iş gücü piyasasının da yavaşladığını belirtti. Perşembe günü katıldığı bir etkinlikte, faiz indirimi konusundaki desteğinin “siyasi olmadığını” vurguladı.
St. Louis Fed’de uzun süre görev yapan ve ardından Yönetim Kurulu’na katılan Waller, kurumun bağımsızlığını savunan bir başka isim olarak görülüyor. Ancak Fed ile olan uzun ilişkisi, şansını zedeleyebilir. Trump, geçen haftaki sosyal medya paylaşımında kurulun Powell’ı izlemekle yetindiğini söyleyerek, “Kurul orada oturuyor ve izliyor, bu yüzden onlar da aynı derecede suçlu” dedi.