;
Arama

Avrupa'nın Trump'ın ticaret savaşına karşılık verme planlarında neler var?

Donald Trump'ın ABD-Avrupa ilişkilerini germesi müttefikleri bağımsızlık arayışına itti. Avrupa, gerilimin ortasında ABD'nin savunma, teknoloji ve ekonomik bağlarına olan bağımlılığını azaltmayı düşünüyor.

25 Nisan 2025, 08:00 Güncelleme: 25 Nisan 2025, 11:02
Avrupa'nın Trump'ın ticaret savaşına karşılık verme planlarında neler var?
AB Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen

ABD Başkanı Donald Trump ikinci döneminin ilk üç ayını dünyanın geri kalanına kendi iradesini dayatarak geçirdi ve uzun süredir müttefiklerine “kartlara sahip olmadıklarını” söyledi. Ancak Avrupa'daki ve diğer ülkelerdeki başkentlerde, oynayabilecekleri eller üzerine tartışmalar sürüyor. Söz konusu tartışmalar, ufak tefek rahatsızlıklardan neredeyse bir asırdır ittifakları pekiştiren savunma ve ekonomik ilişkileri koparabilecek eylemlere kadar uzanıyor.

Avrupa ve Kanada'da yirmiden fazla hükümet yetkilisi ile yapılan görüşmelere göre değerlendirilen konular arasında ABD merkezli savunma geliştiricilerine alternatif askeri teçhizat ve mühimmat tedarikçileri bulmak, daha güçlü karşı tarifeleri yürürlüğe koymak, ABD şirketleri için fikri mülkiyet korumalarını geri çekmek ve Amerikan teknoloji devlerine olan bağımlılıklarını azaltmak yer alıyor. Business Insider’a konuşan bir AB diplomatı Trump’la başa çıkma konusunda tutumun değiştiğini belirtti. Diplomat, “Kendimizi korumak için kararlar alacağız” dedi. 

Trump'ın görev süresinin henüz üç ayı dolmadan emperyalist bir dış politika izlemeye başlaması dünya genelinde liderleri sarstı. Başkan'ın yeni dönemi Kanada ve Grönland'ı ilhak etmekten ısrarla bahsetmesi, Ukrayna'daki savaşı büyük ölçüde Rusya'nın şartlarına göre bitirme hevesi ve Başkan Yardımcısı JD Vance'in Avrupa'yı ‘bedavacılar’ olarak tanımlayan iğneleyici yorumlarıyla başladı. 

Trump'ın bu ay neredeyse tüm ABD ticaret ortaklarına pek çok ekonomistin tuhaf bulduğu bir formüle dayanarak büyük gümrük vergileri getirme yönündeki piyasaları alt üst eden hamlesi, pek çok eski müttefikin bu öngörülemez Amerikan başkanını ilk döneminde olduğu gibi kontrol altına alabileceklerine dair düşüncelerinin son kalıntılarını da bir kenara bırakmalarına neden oldu.

Riskleri nasıl azaltacaklarını düşünüyorlar


Londra'dan Varşova'ya, Helsinki'den Roma'ya liderler gerilimi düşürme ve Washington'la verimli ilişkileri sürdürme çabalarını sürdürürken bir yandan da kendilerini Trump'ın tahribatından koruyarak “riski nasıl azaltacaklarını” düşünüyorlar. Bu liderlerin ilk hamleleri bir barajdaki ilk çatlaklar olabilir ve bu çatlaklar, Amerika'yı seksen yıldır Avrupa'ya bağlayan transatlantik ittifakı bozabilecek ve küresel düzeni yeniden şekillendirebilecek, giderek artan cezalandırıcı eylemlerden oluşan bir seli serbest bırakabilir.

Beyaz Saray, Trump'ın NATO müttefiklerinden çok az katkı alarak Ukrayna'daki savaşı sona erdirme çabalarının Avrupa'yı daha güvenli hale getirmeyi amaçladığını ileri sürerek, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e verilecek olası tavizlerin Avrupa’da bir çatışma yaratabilme potansiyelini küçümsedi.

Savunma desteğinin Amerika'dan uzaklaştırılması


Avrupa'da ABD'ye Polonya'dan daha borçlu ya da kayıtsız şartsız sadık çok az ülke var. Yine de Varşova'nın dört bir yanında iki silueti birleştiren posterler görülmeye başlandı: Putin ve Trump. Bu, Washington'dan gelen iki aylık doğrudan tehdit ve meydan okumaların Varşova ve diğer Avrupa başkentlerinde kamuoyunu ve hükümet yetkililerinin hesaplamlarını ne ölçüde hızla değiştirdiğinin bir göstergesidir. Trump NATO üyelerini savunma harcamalarını arttırmaya zorluyor ve ittifakın ülkelerin GSYH'lerinin yüzde 2'sini savunmaya ayırma şartının yüzde 5'e çıkarılması gerektiğini söylüyor. Ancak Trump'ın baskısının sonucu, NATO müttefiklerinin savunma yatırımlarını Amerikan sözleşmelerinden uzaklaştırması ve ABD'nin dayandığı kârlı bir mali anlaşmayı daraltması olabilir.

Ukrayna ve Rusya'ya bağlı Belarus'la sınır komşusu olan Polonya, halihazırda GSYİH'sinin yüzde 4,7'sini savunmaya harcıyor ki bu NATO üyeleri arasında en yüksek oran. Ayrıca dünyadaki diğer tüm ülkelerden daha fazla Amerikan savunma ekipmanı satın alıyor. Trump ve Savunma Bakanı Pete Hegseth Polonya'yı örnek bir müttefik olarak övdü. Ancak Varşova bu ortaklığı yeniden gözden geçiriyor. Başbakan Donald Tusk mevcut sözleşmelerin iptal edileceğini reddetti ancak Varşova'da yeni sözleşmelere girme konusunda çekinceler var.

Trump'ın savaşın ortasında ABD kontrolündeki silah sistemlerini Ukrayna üzerinde bir koz olarak kullanma isteği yeni endişelere yol açtı. Kanada, Portekiz, Danimarka ve Almanya, Trump'ın siyasi bir anlaşmazlık durumunda gereken yedek parça ve yazılım güncellemelerine erişimi engelleyebileceği gerekçesiyle ABD'den F-35 savaş uçağı satın almaya devam etme konusundaki çekincelerini açıkça dile getirdiler.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, ABD'yi “bizim için önemli bir müttefik” olarak nitelendirerek Berlin'in F-35 sözleşmelerine sadık kalmaya devam edeceğini söyledi. Ancak bunun en azından kısmen, yaşlanmak üzere olan mevcut bir filonun yenilenmesi söz konusu olduğunda başka seçeneklerin olmamasından kaynaklandığını da açıkça belirtti.

Avrupa'nın Amerika'nın savunma sanayi üssüne on yıllarca süren tedarikler sonucunda bu kadar entegre olduğu göz önüne alındığında, ABD sistemlerine Avrupalı alternatifler bulmak bir gecede gerçekleşmeyecektir. Ancak ABD yapımı Patriot sisteminin bile rakipleri var. Üretimi sadece iki yıl süren Fransız-İtalyan SAMP/T, şu anda menzilini Patriot'larla aynı seviyeye getirmek için testlerden geçiyor. Son birkaç yıldır da Ukrayna tarafından yaygın olarak kullanılmasının ardından uygulanabilir bir alternatif olduğuna dair güven arttı.

Belirli ürünleri hedef almak


2 Nisan'da Trump, ticaret açıklarını yok etmeyi amaçlayan kapsamlı bir politika değişikliğinin parçası olarak AB'ye yüzde 20 gümrük vergisi getirdi ancak bir haftadan kısa bir süre sonra Amerika'nın tahvil piyasasını bile etkilemeye başlayan küresel ekonomik paniği durdurmak için aniden duraklatma düğmesine bastı. Bazı ülkeler ve vatandaşları şimdi ABD'de acıya neden olmak veya manşetlere çıkmak için bireysel şirketlere veya endüstrilere nasıl karşılık vereceklerini araştırıyorlar.

Bazı AB hükümetleri Amerikan ürünlerini hedef almak için tarım ve çevre standartlarını silah olarak kullanmayı düşünüyor. Kentucky burbonu ya da Florida portakal suyu gibi Trump'ı destekleyen bazı eyaletlerden gelen belirli ürünleri yasaklayabilirler. Tesla'ya yönelik boykotların da gösterdiği gibi (Avrupa'daki satışlar ocak ayında yüzde 45 düştü) sadece kamuoyu duyarlılığı bile insanları Amerikan ürünlerini satın almaktan vazgeçirebilir.

Kıta genelinde, Amerikan ürünlerine boykot düzenlemeye adanmış Facebook grupları on binlerce takipçi topladı. Danimarka'da yapılan bir anket, Trump'ın göreve başlamasından bu yana nüfusun yaklaşık yarısının Amerikan ürünlerini satın almaktan kaçındığını gösterdi. Ülkenin en büyük market işletmecisi de artık satılan ürünlerin Avrupalı şirketlere ait olup olmadığını elektronik fiyat etiketlerinde belirtiyor.

Bir de turizm var. Kanada, ABD'ye seyahat konusunda uyarıda bulunan ve vatandaşlarından ABD'yi ziyaret etmeyi “yeniden düşünmelerini” isteyecek kadar ileri giden bir avuç ülke arasında yer alıyor. ABD ve Kanada arasındaki havayolu güzergâhlarında yolcu rezervasyonları bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla yüzde 70 azaldı; sektör analistleri bu değişimin seyahat ve iş geliri kaybında 2 milyar dolara mal olacağına inanıyor. Benzer şekilde, Avrupa'dan ABD'ye yapılan seyahatler de son iki ayda yüzde 35 oranında azaldı.

Eğer Trump ülkeye giren ilaçlara gümrük vergisi koyarsa, AB bunun üzerine ihracat kontrolleri eklemeye karar verebilir. Bu da Amerikalıların Novo Nordisk'in büyük ölçüde Danimarka'da üretilen obezite ve diyabet ilacı Ozempic gibi popüler ilaçlar için daha fazla ödeme yapmasına neden olabilir.

Tedarik zincirlerini bozmak


Bazı ülkeler de ABD'nin bağımlı olduğu temel ürün ve hizmetleri sınırlandırmanın ya da daha maliyetli hale getirmenin yollarını arıyor. AB, Avrupa’da üretilen makine, elektrikli ekipman ya da ilaçlara ihracat tarifesi uygulayarak ABD tedarik zincirleri üzerinde ani fiyat baskısı yaratabilir. Bunun Avrupa ülkeleri için yüksek bir maliyeti olacaktır ancak bazı yetkililer ve analistler bunu göz ardı etmiyor.  İsveçli ekonomist Frederik Erixson, “Avrupa'nın Amerika karşısında bazı tıkanma noktaları olabilir. Avrupa makine ve optik ekipman ticareti yapıyor, Amerikan üretiminin durmasını sağlayabiliriz. Bu ürünler kolay ikame edilebilir ürünler değil” dedi.

Örneğin Avrupa, bilgisayar çiplerinin üretiminde kullanılan fotolitografi makinelerinin dünyadaki en büyük tedarikçisi olan Hollandalı ASML şirketinin ürünlerine ihracat kontrolü uygulayabilir. Bu da ASML teknolojisini kullanan ABD'li üreticileri daha fazla ödemeye zorlayacaktır. Diğer tıkanma noktaları ise Nokia ve Erikson tarafından üretilen ve şebeke operatörleri için son derece önemli olan ileri teknoloji ürünleri olabilir.

Silikon Vadisi’ne alınan tavır


Musk'ın Hükümetin Verimliliği Departmanı'na katılımı ve Trump'ın yemin töreninde bir dizi teknoloji CEO'sunun hazır bulunması, ABD'li teknoloji liderlerinin Trump'la giderek daha fazla aynı çizgiye geldiklerinin altını çizdi. AB, teknoloji şirketlerini düzenleme ve Musk'ın X'i gibi özel sektöre ait platformlarda yanlış bilgilerin yayılmasını engelleme konusunda zaten başı çekiyordu. Hollanda'da milletvekilleri geçen ay, ülkenin ABD'li teknoloji şirketlerine bağımlılığını azaltmak için Hollanda kontrolündeki yeni bir bulut hizmetleri platformuna fon sağlanmasını onayladı.

Bu gelişme, Hollanda Başbakanı Alexander De Croo'nun, Musk'ın aşırı sağcı adayları savunduğu son Avrupa seçimlerine katılımı nedeniyle AB'ye yaptığı “harekete geçme” çağrısının ardından geldi. AB, Musk'ın sahibi olduğu sosyal medya platformu X'i, aylık 45 milyondan fazla kullanıcısı olan platformların, kullanıcıları güvende tutmak ve yasadışı, zararlı içeriğin yayılmasını engellemek için tasarlanmış bir dizi sıkı kurala uymasını gerektiren Avrupa Dijital Hizmetler Yasası'nı ihlal ettiği şüphesiyle yaklaşık bir buçuk yıldır soruşturuyor.

Ülkelerin kendi teknoloji pazarlarından ve ABD için önemli olan şirketlerden nasıl yararlanabileceğinin bir işareti olarak Çin, TikTok'un ABD'deki geleceği üzerindeki kontrolünü kullanıyor. Trump, TikTok'un ABD'de yeni bir sahip bulmasını ya da güvenlik endişeleri nedeniyle yasaklanmasını gerektiren bir yasanın uygulanmasını ertelemek zorunda kaldı. Bunun nedeni, ek gümrük vergilerine maruz kalmaktan rahatsız olan Pekin'in, bir grup Amerikalı yatırımcıya şirketin yüzde 50 hissesini veren geçici bir anlaşmayı bozmasından kaynaklanıyor.


"Dünya" Kategorisinden Daha Fazla İçerik

  • Prens El Velid, Elon Musk yatırımıyla sahneye dönüyor

    Prens El Velid, Elon Musk yatırımıyla sahneye dönüyor

  • Apple Trump’ın Çin tarifelerinden kaçış yolunu Hindistan’da buldu

    Apple Trump’ın Çin tarifelerinden kaçış yolunu Hindistan’da buldu

  • Bir sonraki Papa'yı büyük ekonomik zorluklar bekliyor

    Bir sonraki Papa'yı büyük ekonomik zorluklar bekliyor

  • Rakamlarla ABD Başkanı Trump'ın ilk 100 günü

    Rakamlarla ABD Başkanı Trump'ın ilk 100 günü

  • İngiltere'den AB ve ABD arasında stratejik denge hamlesi

    İngiltere'den AB ve ABD arasında stratejik denge hamlesi

  • ABD’den İran’a nükleer program için şartlı yeşil ışık  

    ABD’den İran’a nükleer program için şartlı yeşil ışık  

Yazarlar

Çok Okunanlar

  • forbes.com.tr

    Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)


  • Dünyanın en zengin 10 kişisi (Kasım 2024)


  • forbes.com.tr

    En zengin Türklerin sıralaması nasıl değişti?


  • Nilgün Balcı Çavdar, Cem Cemal Pekin, Erkan Kızılocak

    Dolar milyarderi Türkler


  • Türk Milyarderler