;
Arama

Nobel ödüllü ekonomist: “Ekonomik anomaliler büyük veriden kaynaklanıyor”

Davranışsal ekonominin öncülerinden Richard Thaler, büyük verinin klasik iktisat modellerini sarsan yeni anomaliler yarattığını söyledi. Nobel ödüllü ekonomist Thaler yeni kitabında klasik ekonomideki insan rasyoneldir anlayışının değiştini savunuyor.

10 Kasım 2025, 06:35 Güncelleme: 10 Kasım 2025, 06:58

Davranışsal ekonominin öncülerinden Richard Thaler, büyük verinin klasik iktisat modellerini sarsan yeni anomaliler yarattığını söyledi. Thaler, “İklim krizi hâlâ ortada, şimdi bir tehdit daha var: Trump. ABD müttefiklerine düşman gibi davranırsa bu gerçekten çok kötü olur.” dedi.

Davranışsal ekonominin kurucularından, Nobel Ekonomi Ödülü sahibi Richard Thaler, küresel ekonomide en dikkat çekici anomalilerin artık büyük veriden kaynaklandığını belirterek, “Bunları tespit etmek için henüz yapay zekaya ihtiyacımız yok.” dedi.

Chicago Üniversitesi Profesörü Thaler, insanların ekonomik kararlarda her zaman rasyonel davranmadığını gösteren araştırmalarıyla tanınıyor. Yeni kitabı The Winner’s Curse: Behavioral Economics Anomalies, Then and Now’da klasik iktisat anlayışını sarsan bulgularını yeniden ele alan Thaler, bugünün en önemli ekonomik düzensizliklerinin artık büyük veride saklı olduğunu savunuyor.

“Trump küresel ekonomi için yeni bir tehdit”

Londra’da basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Thaler, küresel ekonomiyi tehdit eden unsurlar arasında iklim krizine ve siyasi gelişmelere dikkat çekti.
“İklim krizi hâlâ ortada, küresel ekonomi için büyük bir tehdit ve şimdi yeni bir tehdit daha var; Trump. ABD müttefiklerine düşman gibi davranmaya başlarsa bu gerçekten çok kötü olur.” değerlendirmesini yaptı.

Gelir adaletsizliği konusundaki endişelerini de dile getiren Thaler, “Diyelim ki elimizde zenginlerden alıp yoksullara verebileceğimiz bir vida var. Eğer o vidayı sonuna kadar çevirirsek ekonomi çöker, kimse çalışmak istemez. Ama dürüst olalım, şu anda o noktadan çok uzağız. Artık trilyonerlerimiz var.” dedi.

Bu benzetmeyi açıklarken, “Sorun şu; o vidayı ne kadar çevirebiliriz ve nasıl? En çok kaybedecek olanlar en güçlü olanlar. Eğer hâlâ bir demokrasimiz varsa ki şu anda ABD’de bu bile tartışılıyor, değişim ancak mevcut sistemin izin verdiği kadar olur.” ifadelerini kullandı.

Thaler, siyasetçilerin iktidara geldiklerinde değişimin sınırlarını fark ettiklerini belirterek, “New York’ta kendini sosyalist olarak tanımlayan bir belediye başkanı seçtik ama yakında o da anlayacak ki o vidayı gerçekten çeviremeyecek. Belki otobüsleri ücretsiz yapabilir ama hepsi bu.” dedi.

“Yaptırımların etkisini ölçmek zor”

Thaler ekonomik yaptırımların savaşlar üzerindeki etkisine ilişkisine dair, “Bu ampirik bir soru. Makroekonomi yapmak zordur; elimizde bunu anlamamızı sağlayacak kadar veri yok. Örneğin petrol üzerindeki yaptırımların ne kadarının gerçekten delindiğini bilmek de çok zor.” yorumunu yaptı.

“Büyük veriyi anlamak için henüz yapay zekaya ihtiyacımız yok”

Thaler, klasik ekonominin “insanlar rasyoneldir” varsayımının artık geçerliliğini yitirdiğini belirterek, “Küresel ekonomide en dikkat çekici anomaliler büyük veriden kaynaklanıyor. Bunları tespit etmek için henüz yapay zekaya ihtiyacımız yok.” dedi.

Yeni kitabında “maksimizasyon” kavramının sınırlarını tartışan Thaler, “Eğer insanlar her zaman maksimum kazanç modeline göre hareket ediyorsa, bu modelin problemin zorluğuna göre nitelendirilmesi gerekir çünkü çok zor problemler için ‘maksimizasyon’ kötü bir modeldir. Şu anda ilginç araştırmaların çoğu, bir problemin zorluğunu nasıl ölçebileceğimiz üzerine yoğunlaşıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“Davranışsal ekonomi artık her üniversitede yer buluyor”

Thaler, davranışsal ekonominin akademide güçlü bir konuma ulaştığını belirterek, “Her büyük ekonomi bölümü ve işletme okulunda davranışsal ekonomistler var. Alan gayet iyi durumda.” dedi.

Buna karşın ders kitaplarının hâlâ eski yaklaşımları koruduğunu, ekonominin “maksimizasyon yapan insanlar bilimi” olarak anlatılmaya devam ettiğini, bu yüzden psikoloji, sosyoloji ve antropolojiden kopuk kaldığını söyledi.

“Nudge politikaları yeterince etkili kullanılmıyor”

Nobel ödülünü kazandığı “nudge” (dürtme) teorisinin uygulamada sınırlı kaldığını belirten Thaler, “Hükümetler genellikle sadece mesaj göndererek ‘dürtme’ yapıyor. Ama kimse bu mesajları okumuyor. Asıl etkili yöntem, seçim mimarisini değiştirmek.” dedi.

İngiltere’deki Nudge Unit örneğine değinen Thaler, “Seçim ortamını değiştiremiyorlar, sadece mesaj gönderebiliyorlar. Ben daha fazla seçim mimarisi müdahalesinden yanayım ama ben yönetmiyorum sonuçta.” diye konuştu.

“Kısa vadeli yatırım düşüncesi tehlikeli”

Kısa vadeli yatırım eğiliminin artmasının risklerine de dikkat çeken Thaler, “Online yatırım platformları insanları kısa vadeli düşünmeye zorluyor. Warren Buffett uzun vadeli yatırımın simgesiydi ama insanlar şimdi haftalık opsiyonlara yatırım yapıyor. Bu doğru olamaz.” değerlendirmesinde bulundu.

Davranışsal ekonomi sayesinde kamu politikalarında insanların davranışlarını daha iyi anlamanın mümkün olduğunu hatırlatan Thaler, “Nudge politikaları emeklilik tasarruflarından vergi ödeme alışkanlıklarına kadar birçok alanda işe yarıyor ancak kalıcı etkiler için daha yapısal çözümler gerekiyor.” ifadelerini kullandı.


Yazarlar

Çok Okunanlar

  • Nilgün Balcı Çavdar, Erkan Kızılocak, Cem Cemal Pekin, Nuray Tarhan

    En zengin 100 Türk


  • Vantilatörle uyumanın etkileri: Bilim ne diyor?


  • 2025 Forbes 39. Dünya Milyarderler Listesi


  • Nilgün Balcı Çavdar, Cem Cemal Pekin, Erkan Kızılocak

    Dolar milyarderi Türkler


  • forbes.com.tr

    Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)


Sayfa Sonu

Yüklenecek başka sayfa yok