Zehirli bir iş yerinde hayatta kalmanın beş yolu
Güne sabah 6’da başlayan birçok çalışan, toplu taşımalardaki yoğunluk ve trafik nedeniyle ancak 8’de ofise varabiliyor. Sabah toplantısına yetişmek için kahvesini bile içemeden arka arkaya dört toplantıya katılan çalışanlar, masalarına döndüklerinde geride bıraktıkları işler ve sabah toplantılarından çıkan yeni görevlerle karşı karşıya kalıyor.
Günün ilerleyen saatlerinde yapılan birebir görüşmelerde, çalışanların yüz ifadeleri ve tavırları da eleştirilere konu olabiliyor. Akşam eve yorgun ve huzursuz dönen kişiler, ertesi günün aynı yoğun tempoyla başlayacağını düşünerek kaygı yaşayabiliyor.
Uzmanlar, bu tür durumların zehirli bir iş yerinin sonucu olduğunu ve çalışanın suçu olmadığını belirtiyor. Ancak stresle başa çıkmak ve iş yaşamını yönetmek için bazı adımlar atılabileceğini de vurguluyor.
1. Sorunu kabul edin
Tüm beklentileri tek bir kişinin karşılaması mümkün değil. İş yerinde üzerinizde biriken tüm sorumlulukları tek başınıza yönetmeye çalışmak, tükenmişliğe ve stresin artmasına yol açar. Uzmanlar, öncelikle mevcut durumun farkına varmanın ve her şeyi yapamayacağınızı kabul etmenin kritik olduğunu söylüyor. Bu farkındalık, alternatif çözüm yollarını ve destek mekanizmalarını görmenizi sağlar.
2. Sınırlarınızı belirleyin
İş ve özel yaşam arasındaki sınırları net bir şekilde çizmek, tükenmişliği önlemede önemli bir adımdır. Thriving Center for Psychology’nin 2022 anketine göre, çalışanların yüzde 58’i “hayır” demekte zorlanıyor. Uzmanlar, kendinizi sürekli yıpratan görevleri belirlemenizi ve bunlara ne zaman “evet” veya “hayır” diyeceğinizi planlamanızı öneriyor. Sınırlarınızı net bir şekilde koymak, hem iş performansınızı hem de kişisel sağlığınızı korumanıza yardımcı olur.
3. Yardım alın
Koç veya terapist desteği, toksik iş yerlerinde stresle başa çıkmanın etkili yollarından biri. Profesyonel destek, sorunları farklı açılardan görmenizi sağlar ve zaman yönetimi, önceliklendirme, duygusal farkındalık gibi alanlarda size rehberlik eder. Ayrıca terapistler iş yerinin size neden özellikle zor geldiğini anlamanıza ve bu durumla başa çıkmanıza yardımcı olacak stratejiler geliştirebilir.
4. Kademeli değişiklikler yapın
Her şeyi bir anda değiştirmeye çalışmak çoğu zaman başarısızlıkla sonuçlanır. Uzmanlar, küçük adımlarla değişim yapmanın hem zihinsel hem de duygusal açıdan sürdürülebilir olduğunu belirtiyor. Örneğin, mesai saatleri dışında bilgisayar başında çalışmak sizi yorgun düşürüyorsa, “Artık işten sonra hiç çalışmayacağım” demek yerine, önce “Yarın mesai sonrası 1 saatlik dinlenme süresi ayıracağım” gibi küçük bir adım atabilirsiniz. Bu yöntem, beynin değişime uyum sağlamasına ve kalıcı alışkanlıklar geliştirmeye yardımcı olur.
5. Bir ‘çıkış planı’ hazırlayın
Bazı iş yerleri daha az toksik hale gelmeyecek ve sınırlar sizi tek başına koruyamayacak. Bu nedenle, stratejik bir çıkış planı oluşturmak önemlidir. Bu plan, işten ayrılmak istediğinizde izleyeceğiniz adımları ve zamanı önceden belirlemenizi sağlar. Uzmanlar, danışanlarının çoğunun böyle bir plan yaptıktan sonra iş yerinde geçirdikleri zamanı daha katlanabilir bulduklarını, motivasyon ve kontrol duygularının arttığını belirtiyor.
Zehirli iş yerleri kolay kolay ortadan kalkmayacak ancak çalışanlar zamanlarını ve kişisel alanlarını koruyarak çok daha iyi hissedebilirler. Bu beş adım, hem iş yerinde hem de kişisel yaşamda dengeyi yeniden sağlamaya yardımcı oluyor.