;
Arama

Buzdağının altı: Gelir uçurumu, gölge ekonomi ve vergi gerçeği

Dünya ekonomisinin parlak yüzünün ardında görünmeyen bir kütle büyüyor: gelir adaletsizliği, kayıt dışı ekonomi ve vergi eşitsizliği. Türkiye’nin önündeki asıl sınav, büyümeden çok adalet ve güven üzerine yeni bir ekonomik denge kurmak.

11 Ekim 2025, 12:36

Dünya ekonomisi bir buzdağıdır: yüzeyde büyüme rakamları, borsa endeksleri ve ihracat maratonları parlar. Ama asıl belirleyici olan suyun altındadır — görünmeyen kütle: derinleşen gelir eşitsizliği, kayıt dışı ekonomi ve vergiden kaçan servet. Gerçeği yakalamak isteyenlerin gözleri rakamların ötesine, buzdağının altına inmeli.

Gelir dağılımı: Zenginleşme mi, adaletsizlik mi?

Eşitsizlik artık akademik bir tartışma olmaktan çıktı; toplumsal bir kırılma hattı hâline geldi. Gini katsayısı bize bu hattın eğimini gösterir: sıfıra yaklaştıkça eşitlik, bire yaklaştıkça uçurum. Güney Afrika, Brezilya gibi ülkeler en yüksek uçlarda; İskandinavlar ise düşük uçlarda yer alıyor. Büyük ekonomilerse farklı biçimlerde ayrışıyor: ABD, gelişmişler arasında öne çıkan eşitsizlikle dikkat çekerken; Çin’in hızlı sanayileşmesi kır-kent ve bölgesel farkları derinleştirdi. Fransa ve İngiltere’nin dahi eskisi kadar dengeli olmadığı açık: Fransa’da eşitsizlik yükseliyor, İngiltere’de finansal gelirler üretim gelirlerini geride bırakıyor.

Türkiye, yaklaşık 0.39’luk Gini ile orta-yüksek eşitsizlik grubunda. İstanbul ile Anadolu; sermaye sahipleri ile ücretliler; beyaz yaka ile mavi yaka arasındaki makas derin. Cumhur Doğan’ın işaret ettiği gibi son yirmi yılda en zengin yüzde 10’un payı artarken, alt grupların payı daraldı — bu, büyümenin topluma yayılmadığının açık işareti.

Gölge ekonomi: Görünmeyen ama hayat kadar gerçek

Eşitsizliğin yakıtı gölge ekonomidir. Kayıt dışı faaliyetler devleti, sosyal güvenliği ve adil rekabeti zayıflatır. Türkiye’de gölge ekonominin milli gelire oranı yüzde 25–30 olarak anılıyor; yani ekonominin üçte birine yakını resmi defterlerde yok. Tarım, küçük ticaret ve hizmetlerde yaygın kayıt dışılık vergi gelirlerini daraltır, sosyal güvenlik ağlarını zayıflatır.

Gölge ekonominin biçimleri ülkeden ülkeye değişir: Çin’de kentlere göç eden milyonlarca işçi ölçek sorunu yaratırken; ABD’de gig economy modern kayıt dışılığın yüzünü oluşturuyor. Avrupa’da göçmen emeği ve küçük ev hizmetleri gölge ekonominin ana taşlarını oluşturuyor. Dünya genelinde kayıt dışı ekonominin hacmi onlarca trilyon dolar; unutmayalım ki görünmeyen gelir, adaletsizliğin en etkili besleyicisidir.

Vergi gerçeği: Kim ödüyor, kim kaçıyor?

Gelir ve servet adaleti büyük oranda vergi adaletiyle ilgilidir. Sermaye kazançlarıyla emek gelirinin farklı vergilendirilmesi, vergi yükünün düşük gelirdekilere kaydırılması, uluslararası vergi rekabeti ve sermaye kaçışları eşitsizliği pekiştirir. ABD ve İngiltere’de sermaye lehine vergileme, Fransa’nın servet vergisi tarihi, Çin’de yüksek gelirliye yönelik adımlar farklı tercihleri yansıtır.

Türkiye’de vergi sistemi ters piramit gibidir: taban geniş ama tavan dar. Vergilerin önemli kısmı dolaylı vergilerden —tüketim üzerinden— toplanıyor; bunun sonucu, yük en çok düşük gelirli grupların omzuna biniyor. Gerçek vergi adaleti sadece oran meselesi değil; görünmeyeni görünür kılmak, beyanı ve hesap verebilirliği güçlendirmektir.

Ne yapmalı? Uygulamalı yol haritası

Gelir eşitsizliği, kayıt dışı ekonomi ve vergi düzeni aynı zincirin halkalarıdır. Zinciri kırmak için bütünlüklü bir politika seti şart:
    •    Şeffaflık ve hesap verebilirlik. İskandinav deneyimi gösteriyor: vatandaşı verginin nereye gittiğine inandırırsanız vergi bilinci yükselir. Türkiye’de şeffaflık cezadan daha etkili bir araçtır.
    •    Dijitalleşme ile kayıt alma. Çin’in e-fatura ve dijital ödeme altyapısı gibi uygulamalar kayıt dışılığı azalttı. Türkiye, yapay zeka destekli vergi izleme ve rehberlik sistemlerini denetimden çok uyum sağlayıcı bir araç olarak kullanmalı.
    •    Yerel mali özerklik. İsviçre’de kanton bazlı vergi meşruiyeti öğretici: belediyelere daha fazla mali yetki vererek yerel hesap verebilirlik güçlendirilebilir.
    •    Adil vergi yükü tasarımı. Dolaylı vergilerin payı azaltılıp doğrudan vergilendirme güçlendirilmeli; kaçışları minimize edecek sınırlı ve iyi tasarlanmış dayanışma katkı modelleri düşünülmeli.
    •    Eğitim ve üretkenlik yatırımı. Almanya’nın mesleki eğitim başarısı, kayıt dışılık ve işsizliğe karşı en etkili araçlardan biri olduğunu gösterir. Vergi teşvikleriyle bölgesel mesleki eğitim merkezleri yaygınlaştırılmalı.
    •    Sosyal politika: katılımcı destek. Singapur ve Güney Kore örnekleri, yardımdan çok üretkenliğe dayalı desteklerin uzun vadede daha eşit sonuç verdiğini gösteriyor.

Türkiye’nin şansı ve riski

Türkiye genç demografisi, üretim kapasitesi ve dijital altyapısıyla dönüşümü başarabilir. Ancak bunun için vergi adaleti devlet politikasının merkezine konmalı, kayıt dışılık teknolojiyle azaltılmalı, şeffaflık hem bütçede hem de harcama kalemlerinde topluma açık olmalı. En önemlisi, devlet ile vatandaş arasında yeniden güven tesis edilmeli.

Aksi hâlde buzdağının altındaki ağırlık, görüneni çekerken su altını daha da ağırlaştırır: yastık altı ve yurt dışındaki altın-döviz birikimleri, vergi tabanından kopuş; siyasi ve ekonomik kırılganlıkların derinleşmesi. Görünen yüz küçülürken su altındaki kütle göreceli olarak büyür ve sonunda buzdağını aşağı çekebilir.

Görünmeyeni görmek cesaret ister

Önümüzdeki on yıl teknoloji (blockchain, e-fatura, dijital kimlik, büyük veri) vergi adaletini teknik olarak mümkün kılacak. Ama esas sınav teknik değil, ahlâkî ve siyasi olacak: gelirin adil paylaşımı, kurumsal güven ve toplumsal vicdanın yeniden tesis edilmesi. Cumhur Doğan’ın da vurguladığı gibi başarının anahtarı nettir: güven üzerine kurulmuş bir ekonomi; adalet üzerine inşa edilmiş bir toplum.

Türkiye, büyüme ile adalet arasında yeni bir denge kurabilir — yeter ki buzdağının altına bakmaktan, görünmeyeni ortaya çıkarmaktan korkmasın. Ve yeter ki bireylerden, şirketlerden, kurumlardan toplanan doğrudan ve dolaylı vergiler “dilsiz kuyuya” gitmesin; halka hesabı verilsin.


Yazarlar

Çok Okunanlar

  • Nilgün Balcı Çavdar, Erkan Kızılocak, Cem Cemal Pekin, Nuray Tarhan

    En zengin 100 Türk


  • Vantilatörle uyumanın etkileri: Bilim ne diyor?


  • 2025 Forbes 39. Dünya Milyarderler Listesi


  • Nilgün Balcı Çavdar, Cem Cemal Pekin, Erkan Kızılocak

    Dolar milyarderi Türkler


  • forbes.com.tr

    Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)


Sayfa Sonu

Yüklenecek başka sayfa yok