Algoritma ve ötesi: Dijital araçlar yetmez liderlik gerekir
Önce Frederick Taylor’la başladı bilimsel yönetim merakı. Detayını merak edenlerin kitap ya da makale okumasına hacet yok, Charlie Chaplin’in Modern Zamanlar filmini izlesinler, hem öğrenirler hem de gülerler. Time and Motion ölçümlerinden yabancılaşmaya kadar her şeyi bir buçuk saate sığdırmış usta. Yaklaşık 20 yıl sonra da Peter Drucker, “Ölçemediğini yönetemezsin” dedi ve ondan sonra doğan ölçüm fetişizmi rahmetliyi mezarında döndürecek kadar raydan çıktı. Adamcağız aslında karar verirken açık ve net hedefler koymaktan ve sonuçları ölçmenin faydalarından bahsediyordu ama iş sadece ölçebildiğine odaklanmaya kadar vardı. Madem bütün yönetim fonksiyonu ölçmeye dayanıyordu o zaman işimiz ölçülebilir ne varsa onların peşine düşmekle sınırlıydı.
Ölçmesi zor olanlar mı? Onlar “yumuşak beceriler” alanına giriyordu ve ciddi insanların (orta yaşlı erkek diyelim) uğraşmayacağı, bir nevi “dişil” safsatalardı. Malum, günümüzün sıcak konuları yapay zeka ve algoritmalar. Liderler daha fazla veri, daha hızlı kararlar ve daha akıllı algoritmalarla rekabet avantajı sağlayabileceklerine inanıyor. Oysa 2025 verileri (al sana ölçüm) bambaşka bir gerçeği gösteriyor. Boston Consulting Group’un bin 250’den fazla şirketi kapsayan araştırmasına göre, yalnızca yüzde 5’i yapay zeka yatırımlarından ölçülebilir değer elde ediyor; yüzde 60’ı ise hiçbir fayda göremiyor1. Aynı şekilde, dijital dönüşüm projelerinin yüzde 70 ila yüzde 90’ı hedeflerine ulaşamıyor2. Araçlar hazır ama onları anlamlı sonuçlara dönüştürecek liderlik henüz hazır değil.