Trilyon dolarlık yayıncılık hayali gerçek olabilir mi?
Netflix uzun süredir dijital yayın sektörünün en güçlü oyuncusu. Ancak şirketin son bilanço verileri, istikrarlı büyümenin yeterli olmadığını; yatırımcıların artık çok daha yüksek beklentiler taşıdığını ortaya koydu.
Şirketin ikinci çeyrek kazanç raporu, hem gelirlerde hem de faaliyet kâr marjlarında bir önceki döneme göre artış olduğunu gösterdi. Wall Street’in beklentileri aşıldı. Netflix’in yıl sonu tahminlerini yukarı çekmesiyle birlikte 2025 yılı için faaliyet gelirinin yaklaşık 13,5 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu rakam, geleneksel medya devleriyle kıyaslandığında dikkat çekici. Örneğin Disney’in aynı dönemde eğlence yayını biriminden yalnızca 1,4 milyar dolar gelir elde etmesi öngörülüyor.
Netflix’in genel durumu güçlü olsa da hisse fiyatı, bu büyümenin çok daha ötesine dair beklentileri yansıtıyor. Şirketin hisse senedi, öngörülen kârın 44 katı üzerinden işlem görüyor. Son altı ayda hisse fiyatı yaklaşık yüzde 50 artarken, şirketin piyasa değeri 540 milyar doları aştı—bu da kabaca iki Disney büyüklüğü anlamına geliyor.
Ancak bu yükseliş, beraberinde sert fiyatlamaları da getirdi. Netflix’in güçlü bilançosuna rağmen hisse fiyatı kazanç raporunun ardından cuma günü yaklaşık yüzde 5 geriledi.
Trilyon dolarlık hedef kolay olmayacak
Wall Street Journal’ın haberine göre, Netflix’in iç hedeflerinden biri 2030 yılına kadar yıllık gelirini iki katına çıkarmak. Diğeri ise piyasa değerini 1 trilyon dolara ulaştırmak.
Bu hedeflere ulaşmak için reklam gelirlerinin artırılması kritik önemde. Netflix, geçtiğimiz perşembe günü bu yıl reklam işini iki kat büyütme hedefini yineledi. Ancak reklamcılık hâlâ şirketin küçük bir gelir kalemi. Visible Alpha’nın tahminlerine göre, Netflix’in bu yıl reklamdan elde edeceği gelir yaklaşık 3,9 milyar dolar olacak. Bu, şirketin yıl genelinde beklediği 45 milyar dolarlık toplam gelirin yüzde 9’undan daha azına denk geliyor.
Etkileşim sorunu: İzlenme oranları düşüyor
Netflix’in karşı karşıya olduğu bir diğer zorluk ise kullanıcı etkileşimi. Şirketin içerik kütüphanesi büyüse de izlenme oranlarında düşüş sinyalleri var. Guggenheim analisti Michael Morris’e göre, Netflix’in toplam izlenme oranı mayıs ayında yüzde 2,5, haziran ayında ise yüzde 1,5 geriledi. Morris, Netflix’in hisselerine yönelik piyasa coşkusunun, platformdaki gerçek kullanıcı etkileşimiyle örtüşmediğine dikkat çekti.
Üstelik rekabet yalnızca Disney ve Amazon gibi geleneksel rakiplerden değil. Nielsen’in ABD’deki televizyon izleme oranlarına dair verilerine göre, YouTube en az bir buçuk yıldır Netflix’i düzenli olarak geride bırakıyor. YouTube’un yıllık reklam geliri ise 37 milyar doları bulmuş durumda.
YouTube modeli mi gündemde?
Citigroup analisti Jason Bazinet, Netflix’in yalnızca profesyonel yapımlarla sınırlı kalmaması gerektiğini savundu. Bazinet’in çarşamba günü yayımladığı rapora göre, Netflix’in de YouTube gibi içerik üreticilerine alan açması gerekiyor. Şu anda Netflix’in 300 milyondan fazla ücretli abonesi bulunuyor, ancak izleyici kitlesini genişletmenin yolu, kullanıcıların da içerik üretmesine imkân tanımaktan geçiyor olabilir.
Bu adım, şirket için ciddi bir yön değişikliği anlamına gelse de mevcut büyüklükteki bir firma için artık “küçük düşünmek” mümkün değil. Netflix’in bugünkü değeri yarım trilyon doların üzerinde ve bu büyüklükteki bir şirketin her yeni adımı küresel piyasada yankı buluyor.
