Ticaret savaşları ekonomileri zorluyor, belirsizlik derinleşiyor
ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük tarifelerine dayalı ticaret politikası, onlarca yıldır serbest ve öngörülebilir şekilde işleyen küresel ekonomi için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Geçtiğimiz hafta birçok büyük şirket satış hedeflerini düşürürken, bazıları işten çıkarmaları gündeme aldı ve iş planlarını revize etti. Aynı zamanda büyük ekonomiler, zayıf veriler nedeniyle büyüme beklentilerini aşağı yönlü revize etti.
Trump yönetiminin Çin’e karşı başlattığı gümrük vergileri, 10% seviyesindeki genel tarifelere ek olarak çelik, alüminyum ve otomobil gibi sektörlerde daha yüksek vergilerle devam ediyor. Çin bu hamlelere yüzde 125 oranında karşılık verirken, taraflar hâlâ ılımlı bir müzakere zeminini tartışıyor. Ancak belirsizlik, başlı başına bir ekonomik risk unsuru hâline geldi.
Fransız BNP Paribas bankasının başekonomisti Isabelle Mateos y Lago, “ABD'nin tarife politikası dünya için kısa vadede ciddi bir negatif şok” değerlendirmesini yaptı.
Ticaret savaşı sadece Çin'i değil, Hindistan, Japonya ve Güney Kore gibi ülkeleri de etkiliyor. Birçok küresel marka hedeflerinden vazgeçti. İsveçli beyaz eşya üreticisi Electrolux görünümünü düşürürken, Logitech, Diageo ve Volvo Cars da geleceğe dair projeksiyonlarını askıya aldı. Küçük işletmeler ise tarifeler nedeniyle pazardan tamamen çekilmeyi tercih ediyor.
Tarifelerin etkisi yalnızca özel sektörle sınırlı değil. Japonya Merkez Bankası büyüme beklentisini düşürürken; MENA bölgesi ve Hollanda'da da benzer revizyonlar yaşandı. Öte yandan Hindistan, görece düşük tarife marjı ve Apple gibi şirketlerin üretimi bu ülkeye kaydırması sayesinde olumlu ayrışan ülkelerden biri oldu.
Ekonomistler, bu süreçte bazı ülkelerin ihracatı artırmak için tarifeler devreye girmeden önce üretimi öne çektiğini, bunun da geçici bir canlılık yarattığını belirtiyor. Ancak asıl etkilerin önümüzdeki aylarda daha net hissedileceği düşünülüyor.
Trump’ın hedefi ticaret sistemini ABD lehine yeniden yapılandırmak. Ancak bu hamle, yalnızca ithalatı pahalılaştırarak Amerikan şirketlerine değil, küresel ekonomiye de zarar veriyor. Bu nedenle ekonomistler, tarifelerin küresel talepte bir şok etkisi yaratabileceği uyarısında bulunuyor.
Bu gelişmelerin en azından enflasyon üzerindeki baskıyı azaltarak merkez bankalarına faiz indirimi için alan açabileceği umuluyor. İngiltere Merkez Bankası’nın bu fırsatı değerlendirmesi bekleniyor.
Uzmanlar ayrıca, Çin’in iç tüketimi artıracak teşvik paketlerine ve euro bölgesinin kendi içindeki engelleri kaldırmasına yönelik adımların bu süreçten çıkabilecek olumlu sonuçlar arasında olabileceğini ifade ediyor.
"Dünya" Kategorisinden Daha Fazla İçerik
Yazarlar
Çok Okunanlar
-
forbes.com.tr
Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)
-
-
-
forbes.com.tr
En zengin Türklerin sıralaması nasıl değişti?
-