Orman yangınları küresel risk ligine yükseldi: Allianz’ın 2025 raporundan çarpıcı uyarılar
Allianz Commercial tarafından yayımlanan “Yükselen Risk Trendleri 2025” raporu, orman yangınlarını iklim krizinin beslediği küresel bir risk faktörü olarak tanımlıyor. Rapora göre orman yangınları artık yalnızca Batı ABD, Kanada, Avustralya ve Güney Avrupa gibi bilindik sıcak bölgelerde değil; İskandinavya, Rusya ve Kanada’nın kuzeyi gibi daha önce düşük riskli kabul edilen coğrafyalarda da görülmeye başladı.
Raporda öne çıkan bir diğer unsur ise yangın sezonlarının uzaması. Artık yangın mevsimi daha erken başlıyor ve daha uzun sürüyor; bu da bölgeler arası yangınla mücadele kaynaklarının paylaşımını zorlaştırıyor.
Ocak 2025’te Kaliforniya’da başlayan ve Los Angeles şehir merkezine doğru inen yangınlar, sıcak ve kuru Santa Ana rüzgarlarıyla hızla yayıldı. Yaklaşık 16.000 yapı tahrip oldu. Allianz bu yangınların sadece ikisinin neden olduğu sigorta kaybını 28 milyar dolar, toplam zararı ise 40 milyar dolar olarak tahmin ediyor.
Küresel sigorta kayıpları altı kattan fazla arttı
Rapora göre 2000’lerde yıllık ortalama 8,7 milyar dolar olan küresel yangın kaynaklı sigorta kaybı, 2010’larda 56,3 milyar dolara yükseldi. Bu dramatik artışın büyük bölümü Kaliforniya’da enerji nakil hatlarından kaynaklanan yangınlara bağlanıyor. Yalnızca 2018’deki Camp Fire, 11 milyar doları aşkın hasara yol açtı.
2023’te Kanada, tarihinin en büyük yangın sezonunu yaşadı; 15 milyon hektar alan kül oldu, dört itfaiyeci hayatını kaybetti. Avrupa’da da durum benzer: 2022, son 20 yılın en kötü ikinci yılıydı; 900 bin hektar alan yandı. Bu kayıpların yüzde 85’i Güney Avrupa’da gerçekleşti.
Yangın tehdidi artık ekonomik ve sosyal bir kriz
Allianz’a göre yangınların etkisi yalnızca fiziksel yıkımla sınırlı değil. Raporda öne çıkan bazı etkiler şöyle:
- Maddi zarar: Binalar, ekipman, üretim stokları ve altyapılar büyük risk altında.
- İş kesintisi: Elektrik, su ve ulaşım altyapısının zarar görmesi, şirket faaliyetlerini aylarca durdurabiliyor.
- Sağlık riski: Yoğun duman maruziyeti, büyük şehirlerde bile uzun vadeli solunum sorunlarına yol açabiliyor.
- Ekolojik yıkım: Hava ve su kirliliği, tarım arazilerinin ve orman ekosistemlerinin yok olması, biyoçeşitlilik kaybı.
- Yasal sorumluluk: Özellikle enerji şirketleri için milyarlarca dolarlık tazminat davaları gündemde.
Türkiye için de tablo alarm verici
Allianz Türkiye Elementer Ticari Sigortalar Genel Müdür Yardımcısı Öktem Örkün, Türkiye’de de yangın tehdidinin hızla arttığını söyledi. Örkün, “2023’te 2 bin 520 yangında 15 bin 520 hektar orman yandı; 2024’te ise 3 bin 800 yangınla 27 bin hektar alan zarar gördü. Bu, yalnızca bir yılda yangınların hem sayısında hem etkisinde yüzde 50 artış demek” dedi.
Rapordan öneriler: Yeni nesil risk yönetimi şart
Allianz raporu, şirketlerin yangın riskine karşı geliştirmesi gereken stratejileri teknik detaylarıyla sıralıyor:
- Savunulabilir alanlar oluşturulmalı: Yapı çevresindeki 30 metrelik alanda kuru yaprak, çalı, yanıcı ağaç ve malzeme temizlenmeli.
- Yanıcı malzeme yerine taş, beton, metal kullanılmalı.
- Bitki örtüsü ve yakıt yükü yönetilmeli.
- Yapay zekâ destekli kameralar, termal görüntüleme sistemleri ve LiDAR gibi teknolojiler yangınların erken tespiti için kullanılmalı.
- Yedek enerji sistemleri ve acil tahliye planları mutlaka hazırlanmalı.
Sonuç: Yerel değil, küresel iş birliği gerekiyor
Raporda şu tespit öne çıkıyor: “Orman yangınına hazırlık, yalnızca güvenlik önlemlerine indirgenemez. Emisyonların azaltılması, uyum politikalarının geliştirilmesi ve yangınla mücadelede küresel iş birliği zorunludur.” Allianz, bu tehdide karşı mücadeleyi “acil ve çok yönlü bir sorumluluk” olarak tanımlıyor.