Çin ekonomisi ilk çeyrekte beklentileri aştı
Ulusal İstatistik Bürosu’nun verilerine göre, yılın ilk çeyreğinde gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) yüzde 5,4 arttı. Reuters’ın anketine katılan ekonomistler ise büyümenin yüzde 5,1 seviyesinde olacağını öngördü. Büyümenin arkasındaki en büyük etkenlerin güçlü iç tüketim ve sanayi üretimi olduğu belirtildi.
Çin dış risklere rağmen iyimser
Çin Ulusal İstatistik Bürosu Başkan Yardımcısı Sheng Laiyun, ekonominin yıla sağlam bir başlangıç yaptığını belirterek dış ortamın karmaşıklığına ve iç talebin zayıflığına dikkat çekti. Sheng, ABD'nin Çin ürünlerine uyguladığı yüksek gümrük vergilerine karşı olduklarını vurgulayarak, bu tür dış baskıların uzun vadede Çin'in ekonomik gidişatını değiştiremeyeceğini söyledi.
İhracat ivmesini koruyamayabilir
Mart ayında ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12,4 arttı. Ancak uzmanlar, ABD'nin yüzde 145'e varan ek tarifeleri nedeniyle bu artışın sürdürülebilir olmayacağını düşünüyor.
Sanayi üretimi hız kazandı
Mart ayında büyük ölçekli sanayi işletmelerinin üretimi geçen yıla göre yüzde 7,7 oranında arttı. Bu artış ocak-şubat döneminde görülen yüzde 5,9'luk yükselişin üzerine çıkarak üretimdeki ivmenin güçlendiğine işaret etti. Ancak bu artışta olası tarifelere karşı yapılan ön sevkiyatların etkili olduğu belirtiliyor.
Gayrimenkul yatırımlarında düşüş devam ediyor
Yılın ilk üç ayında sabit sermaye yatırımları yüzde 4,2 arttı. Ancak gayrimenkul sektöründe süregelen durgunluk yatırımlar üzerinde baskı yaratmaya devam etti. 2024 boyunca yüzde 10,6 gerileyen gayrimenkul yatırımları bu yılın ilk çeyreğinde de yüzde 9,9 azaldı.
İşsizlik geriledi, gelirler arttı
Kentlerdeki işsizlik oranı şubat ayında yüzde 5,4 iken, mart itibarıyla yüzde 5,2’ye düştü. Aynı dönemde kişi başına düşen nominal gelir yüzde 5,5 artarak 12 bin 179 yuana (yaklaşık 1660 dolar) yükseldi. Kentlerde bu rakam 15 bin 887 yuan (2162 dolar) olurken, kırsal bölgelerde 7 bin 3 yuan (953 dolar) olarak kaydedildi.
Büyümeyi zorlayacak riskler artıyor
Yerel yönetimlerin borç yükü zayıf iç talep, gayrimenkul sektöründeki daralma ve düşük enflasyon gibi kronik sorunlara ABD’nin tarife politikasıyla gelen dış baskılar da eklendi. Bu durumun önümüzdeki dönemde ekonomik büyüme üzerinde olumsuz etkiler yaratması bekleniyor.
