Ultra lüks seyahat dünyasında takvim çoktan 2026’ya döndü. En popüler kruvaziyer hatları ve oteller hızla doluyor ve hayatınızın yolculuğunu ayarlamak için kalan süre, yıl daha başlamadan tükeniyor. Acentenin kurucusu Jack Ezon’a göre kusursuz bir seyahatin kriterleri de değişti. Ezon, “Lüksün tanımı kökten değişti. Artık gösterişli tüketimle ilgili değil. Bilinçli tüketimle ilgili. Müşteriler artık ‘neresi’ diye sormuyor. ‘Neden’ diye soruyor” dedi.
2026 için bu “neden”, gezginleri daha serin iklimlere, yeniden keşfedilen şehirlere ve bizzat birer destinasyon haline gelen otellere yönlendiriyor. Ezon, bariz olanlardan uzaklaşma yaşandığını söylüyor: “Mesele bağ kurmak. Doğayla, yerel kültürle ve kendinle; Instagram’da fazlasıyla paylaşılmamış yerlerde.”
İşte uzmanlara göre 2026 için öne çıkan rotalar:
'Serin tatiller' ve sessiz güç merkezleri
Gezginler “gözde” destinasyonları bildiklerini düşünüyorsa, bir kez daha düşünmeliler. Pusula kuzeyi gösteriyor ve şaşırtıcı biçimde, lüks turizmle pek tanınmayan bir ABD şehrini.
Finlandiya
Plajı unutun; serin tatil dönemi başladı. Seyahat danışmanı Deborah Gellis, üst segment gezginlerin sıcak hava dalgaları yerine İskandinavya’yı, özellikle Finlandiya’nın Göller Bölgesi’ni tercih ettiğini söylüyor. Oyunun kurallarını değiştiren yer olarak Kotona Manor’ı işaret ediyor. “Gezginler daha serin iklim kaçamaklarına yöneldikçe İskandinavya popülerlikte patlama yaşıyor” diye açıklıyor. Gellis, 11 odalı bu yeni tesisin, bağımsız süitleri ve göl manzarasını çerçevelemek üzere tasarlanmış dairesel ana yapısıyla safari tarzı bir inziva olduğunu belirtiyor. Yalnızlık, tasarım ve doğa sunuyor: Bilinçli tüketicinin tam da istediği şey.
Milano
Milano, Lake Como’ya giderken uğranan bir aktarma noktası olma imajını geride bırakıyor. Embark danışmanı Marguerite Scully, “Yıllar içinde bu şehir avrupa’nın sessiz güç merkezine dönüştü” diyor. Salone del Mobile’ın küresel etkisi ve Rocco Forte ile Rosewood gibi büyük markaların yeni yatırımları sayesinde şehir artık başlı başına bir destinasyon. Scully, altyapı ve kültüre akan sermayenin Milano’yu Avrupa’nın en çok talep gören şehir merkezlerinden biri haline getirdiğini söylüyor.
Philadelphia
Danışman Janel Carnero, buranın 2026’nın “gözde destinasyonu” olduğunu ve bunun kültür ile konaklamaya yapılan on yıllık yatırımların sonucu olduğunu söylüyor. “Yemek sahnesi geleneksel ününün ötesine geçerek daha iddialı konseptlerle tanınır hale geldi” diyor. Comcast Center’daki Four Seasons’ın öncülük ettiği yeni butik otel dalgasıyla Carnero, müşterilerine özel müze erişimi ve küratörlü gastronomi turlarını birleştiren uzun konaklamalar ayarlıyor.
En iyi oteller
2026’nın en iyi yeni otelleri sadece uyunacak yerler değil. Başlı başına birer destinasyonlar.
Chateau la Commaraine (Burgonya, Fransa)
Burgonya yıllardır şaraba sahipti ama buna denk bir otel altyapısı yoktu. Seyahat uzmanı Bridget Cohn’a göre Chateau la Commaraine bunu değiştiriyor. Pommard Premier Cru şarap bölgesinde yer alan bu otel, bölgenin uzun süredir beklediği çapa niteliğinde. Cohn, burayı Royal Champagne Hotel & Spa ile karşılaştırıyor: o kadar iyi bir tesis ki, “başlı başına bir destinasyon olacak, bu otelde keyif sürmek için fazladan bir güne ihtiyaç duyuluyor” diyor.
La Réserve Firenze (Floransa, İtalya)
Floransa yeni Paris mi? Danışman Diedra Pyle rekabetin kızıştığını düşünüyor. Onun tercihi, sadece altı tane daire tarzı konaklama sunan butik La Réserve Firenze. Alanın kısıtlı olduğu bir şehirde, Pyle’a göre bu köklü marka nadir bulunan bir şey sunuyor: Genişlik ve mahremiyet.
Four Seasons Caye Chapel (Belize)
Burası Karayipler’in beklediği özel bir tatil köyü. Embark seyahat danışmanı Julie Shifrin, Four Seasons Caye Chapel’in bölgede beş yıldızlı özel ada resortu açısından büyük bir boşluğu doldurduğunu söylüyor. 104 okyanus kıyısı konaklama kapasitesiyle (genellikle Bora Bora’ya uçmayı gerektiren o çok aranan su üstü bungalovlar dahil) bir balayı hayali sunuyor.
Kruvaziyerler
Kruvaziyer sektörü hızla yat konseptine yöneliyor; daha küçük tekneler, daha uzun konaklamalar ve daha fazla esneklik.
Orient Express Yachts
Seyahat uzmanı Mandy McKaskle, yeni Orient Express yatının “kara temelli bir konaklama anlayışını uyarlamak yerine özellikle deniz için tasarlandığını” söylüyor. Sadece 110 misafir taşıyan yat, bir kayıt stüdyosuna ve özel kiralama hissi veren rotalara sahip.
Ritz-Carlton Yacht Collection
Lüks seyahat danışmanı Anne Scully, denize resort odaklı bir yaklaşım getiren Luminara’yı öne çıkarıyor. 226 süitiyle, genellikle kara temelli otelleri tercih edenlere hitap ediyor. Asıl cazibe ise rota. Scully, Luminara’nın klişeleşmiş güzergahları bırakıp Asya, Mauritius ve Andamanlar gibi büyük gemilerin gidemediği ya da gitmek istemediği yerlere sefer yaptığını belirtiyor.
Four Seasons Yacht Collection
Embark Beyond’dan seyahat danışmanı Jason Squatriglia, Four Seasons I’e olan talebin “hayatında gördüğü hiçbir şeye benzemediğini” söylüyor. Marka sadakati çılgınlığı körüklüyor; müşteriler 1:1 misafir-personel oranı ve devasa süitler için sabırsızlanıyor. Mart 2026’da hizmete girecek ancak heyecan şimdiden büyüyor.
Embark neden daha dokuz ay sonra gerçekleşecek tatillerden bahsediyor? Çünkü lüks seyahat dünyasında rezervasyonlar şimdiden tamamen dolu. Gezginler takvim yaprağının dönmesini beklerse, hayatlarının tatilinin çoktan tükenmiş olduğunu görebilirler.