Toprak rengi, çorak kaya kuleleri; Mars’ı andıran yarıkları ve kum tepelerini çevreliyor. Bölgenin “Mars Vadisi” olarak da anılmasının nedeni bu yabansı ve sert görünüm. Kırmızı kumtaşı dokusunu bozan nadir unsurlardan biri ise az miktardaki yağmur suyunun buharlaşmasıyla kuru dere yataklarında biriken beyaz tuz tabakaları.
Dünyanın en kurak bölgelerinden biri
Yağmur mevsiminde tuz tabakaları daha belirgin hale gelse de Atacama Çölü’nün geniş bölümlerine onlarca yıldır yağmur yağmadığı biliniyor. Yaklaşık 50 bin mil karelik alanı kaplayan çöl, yağış miktarının milimetrelerle ölçüldüğü ender coğrafyalardan biri. Ortalama yıllık yağış miktarı yarım inçin altında kalıyor.
Bu özellikleriyle Atacama, yalnızca dünyanın en kurak değil, aynı zamanda en eski çöllerinden biri olarak kabul ediliyor. Aşırı tuzlu ve oksitleyici toprak yapısı ile yüksek UV radyasyon seviyeleri, bölgeyi Dünya üzerindeki en “Mars benzeri” alanlardan biri haline getiriyor.
Çölün ortasında bir yaşam alanı
Valle de la Muerte’nin hemen yakınında yer alan San Pedro de Atacama kasabası, bu sert coğrafyanın ortasında önemli bir yerleşim merkezi olarak öne çıkıyor. Salado, Grande ve Vilama gibi sürekli akan nehirler, dünyanın en kurak manzaralarından birinde doğal bir vaha oluşturuyor.
Uzmanlara göre, yaklaşık 12 bin yıl önce ilk insanların bölgeye yerleştiği dönemde Atacama çok daha nemli bir iklime sahipti. Zamanla su kaynakları azalsa da günümüzde bu nehirler hem yerel halk hem de bölgedeki yaban hayatı için hayati önem taşımaya devam ediyor.
Bölgenin tarihine ilişkin değerlendirmelerde bulunan San Pedro de Atacama’da turizm ve konaklama alanında faaliyet gösteren Domingo MacClure Brintrup, Atacama’nın çok katmanlı geçmişine dikkat çekiyor. Brintrup’a göre, İnkalar vadinin kenarına su kaynaklarını korumak amacıyla kaleler inşa etti; daha da öncesinde bölgede kılıç dişli kaplanlar yaşadı ve çok daha eski dönemlerde Atacama, deniz altında bir ekosisteme ev sahipliği yaptı.
Turizmin merkezi San Pedro de Atacama
San Pedro de Atacama, bölgenin hızla büyüyen turizm endüstrisinin merkezi konumunda bulunuyor. Kerpiçten yapılmış yapıları ve toprak sokaklarıyla bilinen kasaba, yıl boyunca binlerce uluslararası ziyaretçiyi ağırlıyor. Buna karşın, kasaba merkezinden yalnızca birkaç kilometre uzaklıkta yer alan Valle de la Muerte, ziyaretçilere hâlâ sessizlik ve doğayla baş başa kalma imkânı sunuyor.
Bölge, yürüyüş rotaları, kanyon keşifleri ve kum sörfü gibi aktivitelerle özellikle macera turizmi açısından ilgi görüyor. Kum tepelerinin zirvesinden izlenen manzaralar, Atacama’nın en etkileyici görüntüleri arasında yer alıyor.
Volkanlar ve gökyüzü gözlemleri
Yaklaşık 2 bin 500 metre yükseklikte bulunan San Pedro de Atacama, çevresini saran And Dağları’ndaki volkanların gölgesinde kalıyor. Licancabur, Cerro Toco ve Pili gibi volkanlar, yaklaşık 6 bin metreye ulaşan karla kaplı zirveleriyle bölge siluetini belirliyor.
Atacama Çölü’nün son derece karanlık gece gökyüzü, bölgeyi astronomi açısından da eşsiz kılıyor. Atacama Büyük Milimetre/Submilimetre Dizisi (ALMA), dört kıtadan bilim insanlarının iş birliğiyle işletilen ve 66 teleskoptan oluşan dünyanın en güçlü gözlemevlerinden biri olarak kabul ediliyor. Bu sistem, yüksek hassasiyeti sayesinde uzayın derinliklerine dair kritik veriler sağlıyor.
Bilimsel araştırmalar için doğal laboratuvar
Bilim insanları Atacama’yı yalnızca astronomi için değil, Mars araştırmaları ve iklim çalışmaları için de kullanıyor. Mars’a gönderilecek araçların test edildiği bölgede, yaşam izlerinin hangi koşullarda ortaya çıkabileceği araştırılıyor. Ayrıca çöl, artan kuraklık ve iklim değişikliği karşısında tarım ve gıda güvenliğine dair önemli ipuçları sunuyor.
Şili’deki Andrés Bello Üniversitesi araştırmacıları, nadir yağmurlar sırasında açan ve “pata de guanaco” olarak bilinen fuşya renkli bir bitkiyi inceliyor. Bu bitkinin genetik yapısının, tarım ürünlerinin kuraklığa karşı daha dayanıklı hale getirilmesine katkı sağlayabileceği değerlendiriliyor.
Uçsuz bucaksız bir keşif alanı
Şili’nin kuzeyinde yaklaşık 600 mil boyunca uzanan Atacama Çölü, hazırlıklı ziyaretçiler için doğa, bilim ve keşfi bir araya getiren benzersiz bir deneyim sunuyor. Sert koşulları, başka bir gezegeni andıran manzaraları ve bilimsel önemiyle Atacama, dünyanın en sıra dışı coğrafyalarından biri olarak öne çıkıyor.