Yatırımcılar şirketlerin çeyrek dönemlik açıklamalarından ne elde ediyor?
Amerikan sermaye piyasalarında şeffaflığın azaltılmasına yönelik bir baskı ivme kazanıyor. ABD Başkanı Donald Trump, halka açık şirketlerin üç ayda bir finansal sonuç açıklama zorunluluğuna son verilmesi çağrısında bulundu. Pazartesi günü yaptığı bir sosyal medya paylaşımında, "Altı ayda bir açıklama yeterli olur" dedi ve ilk döneminde de gündeme getirdiği ama bir yere varmayan fikri yineledi.
Ancak yatırımcılar arasında Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'nun (SEC) üç aylık açıklama düzenini değiştirme yönünde büyük bir talep yok. Aksine bu öneri yatırımcılar için daha az bilgiye erişim ve daha fazla risk anlamına gelir. Sonuçta, bu kararın etkilerini kabul edip etmeyeceklerine yatırımcılar karar verecek ve bunu kabul etmemeleri için birçok neden var.
Zamanında ve standartlaştırılmış finansal raporlamanın amacı, şirketlerin sermaye maliyetini düşürmektir. Bir şirketin raporlaması ne kadar şeffaf ve güvenilirse, diğer tüm etkenler sabitken, dış yatırımcılardan borç veya sermaye bulma maliyeti o kadar düşük olur.
Hiç kimse, bir zamanlar kar eden bir şirketin zarar etmeye başladığı gibi kötü haberleri öğrenmek için fazladan üç ay beklemek istemez. Aynı şekilde, bir şirketin durumu aniden iyileştiğinde, örneğin Nvidia’da olduğu gibi yatırımcılar bunu kaçırmak istemez. ABD şirketlerinin sermaye maliyetinin tarihsel olarak dünyanın en düşükleri arasında olması tesadüf değil.
Daha fazla dalgalanmaya yol açabilir
Ayrıca daha seyrek finansal raporlama, menkul kıymet fiyatlarında daha fazla dalgalanmaya yol açabilir. Daha az güncelleme demek, her raporlama döneminde yatırımcıların daha fazla bilgiyle bir anda yüzleşmesi demektir. Ve sadece bilgiler uzun süre açıklanmadı diye ortadan kaybolmazlar. Şirket içindekiler bu bilgilere sahip olacak ve bunlara göre hareket edeceklerdir.
Büyük araştırma bütçelerine ve yönetime erişimi olan kurumsal yatırımcılar, bireysel yatırımcılara karşı daha da fazla avantaj elde edebilir. Zamanında yapılan finansal raporlama, bu farkı azaltır ve eşitlik sağlar. Raporlama sıklığını azaltmak başka açılardan da mantıksız. İş döngüsü artık uzamıyor, aksine kısalıyor.
Kar tahminleriyle karıştırılmamalı
Bugünün sıcak konusu yapay zeka ki üç yıl önce ChatGPT tanıtılmadan önce çoğu yatırımcının radarında bile değildi. Finansal raporlar arasında altı ay beklemek, bu sektör ve onun dönüştürdüğü diğer sektörler için bir ömür gibi. Bu konu, şirket yöneticilerinin çeyrek dönemlik kazanç tahminleri sağlamasıyla karıştırılmamalı. Warren Buffett ve Jamie Dimon, 2018’de Wall Street Journal için yazdıkları bir makalede, halka açık şirketlerin çeyrek dönemlik hisse başı kar tahmini vermekten vazgeçmelerini önermişti. Çünkü bunun, uzun vadeli strateji yerine kısa vadeli karlara odaklanmaya neden olduğunu savunmuşlardı.
Ancak Berkshire Hathaway ve JPMorgan Chase’in yöneticileri şunu da eklemişti: Çeyrek dönemlik kar tahminleri konusundaki görüşlerimiz, çeyrek ve yıllık raporlamaya karşı olduğumuz şeklinde yanlış anlaşılmamalı. Finansal ve operasyonel sonuçlara dair şeffaflık, ABD kamu piyasalarının temel unsurlarından biridir.
SEC Trump’ın isteğini yerine getirirse, bu çeyrek dönemlik raporlamaların tamamen sona ereceği anlamına da gelmiyor sadece zorunluluk ortadan kalkacak. Bazı şirketler gönüllü olarak çeyrek dönemlik raporlamaya devam ederler. Rakipleri ise çeyrekleri atlamanın itibar kaybı ve diğer maliyetlerine değip değmeyeceğini değerlendirmek zorunda kalır. Elbette, yatırımcıların zamanında finansal bilgiye erişimin azalması karşısında büyük bir tepki gösterip göstermeyeceği henüz belli değil. Piyasa getirilerini endeks yatırımlarıyla taklit etmeye çalışan pasif yatırımcılar için bu durum çok da önemli olmayabilir; zaten çoğu finansal raporu okumazlar. Ancak aktif yatırımcılar kesinlikle bu durumu fark edecektir.
Gündemi, Forbes Türkiye WhatsApp kanalından takip etmek için tıklayın.